Arkadaşlarım ve ben, altıncı sınıf öğrencileri olarak heyecanla beklediğimiz kamp maceramıza katıldık. Kamp yerine vardığımızda, bize odun toplama görevi verildi. Heyecanla ormana doğru yola çıktık. Ancak odun toplarken bir anda grup olarak yolumuzu kaybettik ve ormanda tek başına bir gece geçirmek zorunda kalacağımızı fark ettik.
İlk başta korkmuştuk ancak birbirimize güvendik ve durumu nasıl atlatacağımızı tartışmaya başladık. Öncelikle, çevredeki seslere ve izlere dikkatlice bakarak nerede olduğumuzu anlamaya çalıştık. Cep telefonlarımızın bataryalarının durumunu kontrol ettik ve maalesef çoğumuzun telefonu şarjı bitmişti.
Kararlı bir şekilde hareket etmeye başladık. Güvenli bir kamp yeri bulduk ve birkaç ağaç gövdesini bir araya getirerek basit bir çadır yapmaya karar verdik. Bu çadır, bizi yağmur veya soğuktan koruyacak kadar iyiydi.
Ardından, çevredeki yiyecek kaynaklarını araştırdık. Ormanda bulduğumuz yabani meyvelerle karnımızı doyurduk. Su kaynağı bulmak daha zordu, ancak sonunda bir dere bulduk ve susuz kalmadık.
Gün batarken etrafımızdaki sesler bizi tedirgin etmeye başladı. Ancak birbirimize sıkı sıkı sarılarak cesaret verdik. Birlikte hikaye anlattık, şarkılar söyledik ve birbirimize destek olduk. Korkularımızı bir kenara bırakarak geceyi birlikte geçirmeye karar verdik.
Uzun bir gece geçirdik ancak sabah olduğunda güneşin doğuşuyla birlikte içimiz rahatladı. Ormanda kaybolmanın zorluklarına rağmen, birlikte çalışarak ve birbirimize destek olarak bu deneyimi atlattık. Sonunda kamp yerimize geri dönmeyi başardık ve bu maceradan aldığımız derslerle daha güçlü bir şekilde ayrıldık.