Türk Kahvesi ve Fallar

Merhabalar. Bugün  blogumda size bir çoğumuzun evinde yapılan Türk kahvesinden ve kahve falından bahsedeceğim.

1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.*

.
Kahvaltının  “kahve altı” olarak kullanıldığını birçoğumuz biliyoruzdur. Kahve içmeden önce midemizin zarar görmemesi için yenilen yiyecekler olarak kahvaltıyı kullanırlarmış eskiden. Bizim için bu kadar değerli olan bir geleneğimizi de her şey gibi köreltiyoruz. Bunların yerini artık filtre kahveler, mochalar, nescafeler, latteler, espressolar gibi kahve çeşitleri almaya başladı.Tüm Dünya az önce saydığım kahve çeşitlerini seviyor diye içmemiz yanlış bence. Bu kadar önemli bir mirasımızı neden korumuyoruz? Sadece Türk kahvesini değil birçok değerimizi korumamız gerekir. Şundan eminim ki: Eğer bizde olan değerler, gelenekler onlarda olsaydı, onlar bunları köreltmez aksine tüm dünyaya tanıtırdı.

“Bir fincan kahvenin 40 yıllık hatrı var.” der hep büyüklerimiz. Gerçekten de öyle. Bir çoğumuzun evine annelerimiz kahve içmek için komşu veya misafir çağrılır. Ve birçok konu konuşulur o sırada, muhabbet edilir.Peki sadece kahveyi iyi vakit geçirmek için mi içiyoruz? Sadece sohbet etmek için mi? Tabi ki hayır. Kahve bittikten sonra bir de kahve falı var. Artık bu fallar için telefonlardan uygulamalar kullanılsa da, hala yaygın. Bazıları bu tür fallara çok inanırken bazıları ise hiç inanmazlar. Sonuçta eskiden beri söylenen sözün ne kadar mantıklı olduğunu görüyoruz burada: Fala inanma,falsız da kalma.

Kahvenin yapılışı yukarıdaki resimde de görüldüğü üzere oldukça kolay. Su, kahve ve şekeri bir cezvenin içinde iyice karıştırdıktan sonra kaynayana kadar bekliyoruz. Kahve hazır.

Fallara insanlar pek çok anlam yükler. Sanki hayatları o tür fallara bağlıymışcasına. Ama tabi ki bu bir fal ve buna pek de inanmamamız lazım. Sadece kahve falı değil birçok fal türü var aslında. Su falı, ateş falı, yüzük falı, tespih falı, kahve falı hatta yaprak falı bile var. Ne kadar değişik değil mi? Bizlerin bu tür nesnelere bakarak hayatı yorumlamaya, geleceği tahmin etmeye, fal bakmaya çalışmamız.

*http://www.mynet.com/haber/galeri/haber/turk-kahvesinin-bilinmeyenleri-40423/1

(Visited 347 times, 1 visits today)