Hazine Avı

Arkadaşım Pelin’le beraber çok sıkıldığımız için internetten gümüşü, metali ve altını gördüğünde sensör ile uyaran bir alet bulduk ve hemen satın aldık. Bu aletle beraber bir hazine avına çıkmayı planlıyorduk henüz net değildi çünkü hiçbir eşyaya sahip değildik. Fakat planımızı yavaş yavaş yapmaya başladık Denizli’de yaşıyorduk ve Antalya plajlarına gitmeye karar verdik orası turistik ve sürekli insanlar bir şeylerini kaybettikleri için en mükemmel yer orasıydı. Terk edilmiş bir plaj oteli bulduk. Bu otelde yataklar tahta ile deniz seviyesinin üstüne inşa edilmişti yani denizin üstünde uyunuyordu biz biraz daha gerisinde bulunan kuma doğru ilerleyecektik. Satın aldığımız aleti kullanıp kendimizce macera arayacaktık…
(2 hafta sonra)
Beklediğimiz alet sonunda gelmişti. Biz de yavaş yavaş çantalarımızı hazırlamaya başladık. Çantanın içerisine su, minimal bir kürek, kumla eşyaları ayırmak için süzgeç, bulduğumuz eşyaları koymak için torba ve son olarak aldığımız aleti koyduk. Yol çok uzun sürmemişti hemen varmıştık. Fakat biraz geç saatte yola çıktığımız için vardığımızda hava kararmıştı. Bir otel bulduk ve geceyi orda geçirdik… Sabah olmuştu eşyaları toparlayıp sahile gittik ve hemen aramaya başladık. Çok bir ümidimiz yoktu gazoz kapakları gibi eşyaları bulmayı planlıyorduk fakat çok geçmeden alet çok güçlü bir sensör verdi. Ayağıma bir şey takılmıştı ve Pelin’e doğru dönüp “Pelin yere bakar mısın? Ben mi yanlış görüyorum yoksa o bir altın bileklik mi?” dedim. Gerçekten de bir altın bileklikti bizim için bu kadarı bile yeterdi. Bulduğumuz bilekliği yanımıza alıp aramaya devam ettik…

(Visited 7 times, 1 visits today)