Günlerden bir gün arkadaşlarımla beş kişi olarak bir kampa gitmeye karar vermiştik. Bir arkadaşım rahatsızlandığı için gelemedi ve dört kişi gitmek zorunda kaldık. Daha önce hiç kamp tecrübemiz olmadığı için çok heyecanlıydık.
Herkesin bir görevi vardı ve ben de odun toplamayı seçtim. Bu görevden dolayı çok mutluydum. Çünkü bana göre doğada değişik bitkileri, çiçekleri ve hayvanları görebilecektim. Sanırım en güzel görev benimdi. Sonra herkes kendine düşen görevlerini yapmaya başlamıştı. Ben de ormanın içindeydim. Hem çiçekler hem hayvanlar çok güzeldi. Biraz odun toplamıştım. Ama daha fazla toplamak istiyordum. Fotoğraf makinem yanımdaydı ve bir tane sincap gördüm. Tam fotoğrafını çekecektim ki sincap kaçmaya başladı. Ben de onun peşinden sakince gittim. Sonra sincabın gittiği yolda bir sürü tavşanlar, kelebekler, çiçekler vardı ve çok güzellerdi. Zaman öyle hızlı akıp geçmişti ki bir anda akşam oluverdi. Hava kararmıştı, kamptan uzaklaşmıştım ve korkmaya başladım. Vahşi ve yırtıcı hayvanlarla karşılaşma ve onlar tarafından saldırıya uğrama korkusu içimi ve aklımı sarmıştı.
Daha sonra bir arkadaşım beni ormanda buldu ve kampa birlikte geri döndük. Sonunda günün ve yorucu gecenin yorgunluğuyla yeni bir güne derin güzel bir uykuya dalmıştım.