Eski Çağları Keşfettim

Bir varmış bir yokmuş, Savaş Bey diye bir dilim insanı varmış. Üzerinde çok çalıştığı, kimseye söylemediği konuşan zaman makinesi yapmaya çalışıyormuş. Zaman makinası için çalıştığı yerde bir tavşan da besliyormuş. Bir gün tavşan kafesinden kaçmış ve yaramazlık yapıp kabloyu ısırmış, zaman makinasının içine girmiş. O sırada da Savaş Bey zaman makinasının içinde çalışıyormuş. Bir anda zaman makinası çalışmaya başlamış. Tavşan ve Savaş Bey zamanda geriye doğru gitmiş. Bu sırada korkudan gözleri kapalıymış. Makine durduğunda gözlerini açmış. Eski çağa yani mağara adamlarının olduğu yere ışınlandığını anlamış. Kendi yaptığı zaman makinasının en önemli özelliği 5 dakika sonra zamanda başka yolculuğa geçiş yapıyor olmasıymış. Tam tavşana kızacakken, tavşan ortalıklarda yokmuş. Çünkü makinanın kapağı erkenden açılmış ve belli ki tavşan kaçmış. Savaş Bey, tavşanını aramak için makinadan çıkmış ve acele etmesi gerektiğini biliyormuş. Hızlıca dışarda adımlar atmış. Birden mağara adamları ve dinazorların savaştığını görmüş. Korkudan kaçmaya başlamış. O sırada tavşanını görüp, onu yakalayıp, zaman makinasının içerisine tam zamanında atlamış. Makine bir anda tekrar 5 dakika dolduğu için hareket etmiş. Başka bir çağdaki savaşın ortasına ışınlanmış olmuşlar. Tam makine savaşın orta noktasında ortaya çıktığı için savaşan 2 grup şaşkın şaşkın baka kalmış. Savaş Bey de korkudan zaman makinasının tüm tuşlarına o kadar çok basmış ki 5 dakika dolmadan bir anda makine tekrar başka bir çağa ışınlanmış. Bu sefer zamanda çok ileriye teknoloji çağına gitmiş olmuşlar. Orada uçan arabalar, lazer silahları, hızlı ayakkabılar, teknolojik kalkan, yüz tarama, uçan kocaman evler, konuşan ve masaj yapan koltuklar görmüşler. O kadar güzelmiş ki gördükleri zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlar. Sonra zaman makinası 5 dakika dolduğu için yine hareket etmeye başlamış ve yine ışınlanmışlar. Bu sefer kendi zamanları da kendi evine zaman makinesi ile dönmüşler. Sonra makineden tavşanla ikisi inmiş. Yaşadıkları hem çok güzelmiş hem de çok yorucuymuş. Savaş Bey tavşanını kucaklamış, koltuğa oturmuş ve uyuya kalmışlar.

(Visited 2 times, 1 visits today)