Ben size baştan söyleyeyim, çok unutkan bir insanımdır. Hatta bazen bana insanlar güvenerek sırlarını verirler çünkü dedikleri şeyi aniden unuturum. Ama size hiç unutamadığım bir buluşla olan anımı anlatacağım…
Günlerden bir gün oturma masamda oturmuş, kendime bir buluş bulmaya ve nasıl bir şey yapabileceğime karar veriyordum. En sonunda kendi fikirlerimle bir şey uydurup, taslağını çizdim ve biraz dokunuş ekledikten sonra buluşumun taslağını yapmıştım bile. Daha sonrasında biraz daha çaba ve saatlerimi bu buluşa verdiğimde ilginç ve eşi benzeri olmayan bir portal tasarlamıştım. Portal tıpkı bir kapı gibiydi, bir kol vardı ve bu kolu açtığımızda sanki sonsuzluğa ışınlanacak gibi duruyordu.
İlk başta içine atlamaya cesaret edemedim, çünkü ne olacağını bilmiyordum. Fakat sonrasında derin bir nefes alıp içine atladım. Başım çok döndü ve bir süre sonra bayılmışım! Gözlerimi araladığımda, korktuğum başıma gelmişti. Geleceğe ışınlanmıştım! Korkumla ve tedirginliğimle başa çıktıktan sonra etrafta birini gördüm. Yılını söylemesini istedim. Söylediği yıl, benim için bir yaş daha geçecekti. Söylediği yıl ise 3000’di.
Sonrasında bu buluşumda aynı zamanda ne zaman eve döneceğim de belliydi. Tam iki saat sonra şimdiki zamana ışınlanacaktım, o yüzden bu zamanı kullanmaya karar verdim. İlk önce bir sokak bulup biraz çevreme bakmak istedim. Çok tuhaf şeyler vardı, özellikle butikler ve teknoloji mağazaları çok gelişmişti resmen. Yürürken insanların elindeki telefonlar konuştukları şey bana çok ilginç gelmişti.
Birden yürürken zamanımın dolduğu ve eve ışınlanmam gerektiği ile ilgili bir uyarı aldım. Daha sonrasında portalımla evime ışınlandım. Işınlandıktan sonra hemen aklımı sorular doldurmuştu bile…