lush green rain forest.

ORMANIN İÇİNDE YAPTIĞIMIZ KAMP

Bir gün ben ve Kuzey diye arkadaşım kampa gidecektik. Tam eşyalarımızı hazırlayacaktım ki bir anda kapı çaldı. Gelen oydu. Hemen eve girdi ve eşyalarını koydu. “Ne bu acele ya korkuttun beni.” Diye seslendim ona.

Kuzey ise böyle cevapladı: “ Ne yapayım çok yağmur vardı. Birde bugün senle kalacağım bu sebepten dolayı valizi de getirdim ve yarın için hazırlıkları yaptım.” Diye cevapladı. Hemen kendi çantamı hazırladım ve yatağa girdik.

Ertesi gün saat sekize doğru evden çıktık ve kampı yapacağımız alana doğru gittik. Geldiğimizde karnımız acıkmış gibiydi. Bizde yemek yapmak için odun aradık. Hemen ateşi yaktık ve yemeği pişirdik ve yedik. Doymuştuk. Şimdi ki görev çadırı kurmaktı. Başladık ve tam tamına üç saat çadır kurduk. Bitmişti sonunda. Hava kararmaya başlıyordu artık.

Karanlık olmaya başlıyor, daha ürkütücü oluyordu.

İki saat sonra yataklarımızı teker teker beraber yaptık ve uykuya daldık… Bir anda kabus gördüm ve uyandım sonra gözlerim kendiliğinden kapanmaya başlıyordu çünkü uykusuzdum en sonunda yatağa gittim fakat uyuyamadım nedense uyumayı altı yedi defa denedim ve çok şükür uykuya daldım.

Ertesi gün kalktığımızda uykusuz değildim. Evden getirdiğimiz kahvaltılık gıdalardan yedik enerjimizi topladık daha sonra kahvaltımızı bitirdik. “Şimdi…” diye içimizden düşündük. Birazcık bisikletle orman turu atmaya karar vermiştik. Ormanın içinde ki çok ilgi çekici, değişik ve güzel yerlerin fotoğraflarını birer birer telefonlarımızla çektik. Üç buçuk saatte ormanı hem tanıdık hem gezdik. Birkaç saat sonra çadıra geldik ve öğle yemeğimizi yedik. Ardından birazcık oyun oynadık. Sonra da yarım saat spor yaptık. Artık buraya çok alışmıştık. Burası bize evimiz gibi gelmeye başlıyordu. Ve üçüncü gün sabah çadırda Kuzey nerede diye aradım. Fakat bulamadım. Hızla ormana baktım ve bulamadım. Çok korktum ama aramaya devam ettim. Ve sonunda çadırda uyurken buldum. Uyandırdım ve kahvaltıyı yaptık.

Üçüncü gün gece odun toplamaya gittim kaybolduğumu anladım ve korkudan bayıldım. Uyandığımda Kuzeyle benim bir yerde uyuya kaldığımızı gördüm. Hemen uyandırdım ve çadıra giderken bir kurt gördük bizi av gibi görüyordu sanırım. Direkt olarak çok hızlıca çadırımıza gittik ve çok rahatladık. Sabah uyandığımız da gece olanları unutmuştuk. Aklımız eve dönmekteydi. Hem Onun hem benim… Ama gitmedik çünkü burası tamamen doğal ve müthiş bir ormandı. Ben fikrimi birazcık değiştirmiş gibiydim ama tam olarak emin değildim Kuzey de emin değildi. Sonunda aramızda kararlaştık ve gitmeme kararı aldık. Bu konuda hemfikirdik gitmeyecektik. Ama yoruculuğu da vardı tabi ki de ama bu bizim için bir şey değildi. Neyse ki kararımızı hemen verip bisiklete binme şansımız da olmuştu. Bindiğimiz gibi sıcak başladı neyse ki devam ettik yolumuza. Sürdük, gezdik, tozduk, eğlendik ve iyi bir aktivite yapmış olduk. İki saate eve geldik.

Öğle yemeğini de yedik ve dördüncü günümüzün yarısına gelmeyi başardık. Yine evde spor yaptık, oyun oynadık ve beraber takıldık ve gezdik. Akşam ise bisikletle şehir tarafında restorana gittik. Ben orayı yabancı bir restoran sanmıştım fakat öyle çıkmadı. Neyse çadıra gittik ve direkt olarak işimiz yatağa girmek oldu. Son günümüz kalmıştı sadece. Biraz daha kalabilirdik aslında, ama evimizi özlemiştik. Hemen kalktık kalan kahvaltılıkları ikimiz aramızda beraber paylaşacaktı. Kahvaltıyı yaptık ve ormanda yürüyüş yaptık. Dereleri, nehirleri ve akarsuları gördük yürürken aynı zamanda dağları da gördük. Yolda geçen hayvanları sevdik, yedirdik ve içirdik. Öğle olmuştu. Öğle yemeğini hemen yedik.

Ve eve dönmek için hazırlıklarımızı yaptık her şeyimizi kontrol ettik ve yolculuğa başladık ve eve varabildik. Ertesi gün okulda yaşadığımız kamp maceralarını anlattık.

(Visited 24 times, 1 visits today)