Ormanda Bir Gece

Güzel bir cumartesi sabahıydı, kuşların cıvıltılarıyla uyandım o gün. Kendimi nedense o sabah çok enerjik hissediyordum. Tam kahvaltımı hazırlayacakken telefonuma bir mesaj geldi. Yazan Yağmur’du. Açıkçası çok şaşırmıştım çünkü Yağmur’la İzmir’e taşındığımızdan beri yani yaklaşık 4-5 senedir konuşmuyorduk. “Merhaba Aysu! Biliyorum uzun süredir seni aramıyordum ama biriyle kampa gitmeye karar verdim. Eğer müsaitsen yarın gelir misin benimle?” Yağmur’un yazdığı mesajı okuyunca gözlerim parladı. Hemen ben de ona geleceğimi yazdım.

Cumartesi günü boyunca çok heyecanlıydım. Pazar sabahı hemen çantamı hazırlayıp yola çıktım. Yağmur’la bir kafede buluştuktan sonra ormana gittik. Boş ve güvenli bir yer seçip oraya çadırımızı kurduk. Kamp ateşini yaktık ve tüm bunları yaparken saat akşam 7 olmuştu bile. Birbirimize korku hikâyeleri anlatmaya başladık. Gece 10 gibi yattık. Yağmur uyurken çadırın dışından yürüme sesleri duydum. İlk başta umursamasam da sonradan ses artınca çadırdan çıkıp ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladım. Yürüdükçe ses yakınlaşıyordu. Ben de filmlerde her şeye meraklı olan ve gece bir ses duyup peşinden gittikten sonra garip bir şekilde ölen kişilerden olmak istemediğim için çadıra geri döndüm.

Ertesi gün çok eğlenmiştik. Tam çorba ısıtacakken kamp ateşinin söndüğünü fark ettim. Yağmur çadırı koruyacağı için akşam odun almaya ben gitmiştim. Bir kaç odun parçası toplamıştım ve çadıra gidiyordum. Çadırı görmüştüm ve kaybolmadan işimi tamamladığım için de memnundum. Bir anda arkamdan bir şey bacağımı tuttu ve yere düştüm. Kafamı yere çok sert vurduğum için bayıldım. Kalktığımda çadırın olduğu yere baktım ama çadır yoktu. Gece olduğu için hiç bir yeri göremiyordum o yüzden çadırı bulmam çok zordu. Geceyi tek başıma ormanda geçireceğim için korkuyordum. Mucizevi bir şekilde bir mağara bulup oraya sığındım. Tüm gece kurt sesleri duydum. Sanırım gecenin 2’siydi kurt seslerine dayanamayıp uyandığımda. Sadece Yağmur’un beni bulup kurtaracağını umuyordum. Kurt sesleri yakınlaşınca mağaradan kaçıp başka bir yere sığınmaya karar verdim. Artık uykusuzluğa dayanamıyordum ama uykusuz kalmak kurtalara yem olmaktan iyidir. Bulduğum rastgele bir ağacın kocaman yapraklarından birini kopardım. En azından yere yatıp üşütmeyecektim. Ertesi gün sabah uyandığımda bağırma sesleri duyuyordum. Meğer Yağmur “Aysu neredesin?!” diye bağırıyormuş. Hemen sesin olduğu yere gittim. O kadar yorgundum ki çadıra gider gitmez uyuyakalmışım. Kamptan döndüğümüz zaman Yağmur’la vedalaşırken çok üzüldüm ama asla vedalaşmalar sonsuza dek sürmez. 🙂

(Visited 6 times, 1 visits today)