Bugün arkadaşlarımla kamp yapmaya gittik ve odun toplama görevi bana verilmişti. Bende ormanın derinliklerinde odun aramaya gitmiştim. Ama sonra kayboldum ve kendimi korumaya hazırlandım. Yanımda 1 adet muz, 2 adet çakı, 1 adet çakmak, 1 adet çadır, 2 adet su şişesi ve 1 adet tabanca vardı. Hemen topladığım odunlarla ateş yaktım ve yanımdaki muzu yedim. Sonra çadırımı kurup uykuya daldım. Sabah olunca ise arkadaşlarımı aramaya başladım ancak şansım yaver gitmedi ve bulamadım derken bir melodi duydum. Bu melodi yakınlardaki dağlardan geliyordu. Hemen ses kaynağını bulamasam da biraz arayınca buluverdim. Bu ses bir müzik kutusundan geliyordu. Müzik kutusuna yaklaştım ve bir anda arkadaşlarımın kamp yerine ışınlandım ama arkadaşlarım karavana binip gitmeye başlamıştı bile. Hemen bağırıp çağırmaya başladım ama arkadaşlarımın hiçbiri ben duymadı. Sonra bir hışırtı duydum. Tabancamı çıkarıp etrafı kolaçan etmeye başladım ki bir ayı çıkageldi. Korkudan ödüm kopmuştu. Tabancamla ateş ettim ama ölmedi çünkü bu bir ayı değil bir robottu. Hemen kaçmaya başladım ve hiç durmadım sonra yoluma bir kulübe çıktı ve içine girdim. Girdiğim anda bir cihaz gördüm. Bu bir zaman makinesiydi. Hemen ormana gelmediğim zamana gitmek istedim ancak bir şifresi vardı. Şifre inanılmaz zordu ancak şifreyi çözdüm. Hemen içine girip düğmeye bastım ve beklemeye koyuldum. Hiçbir şey olmadı. Çünkü saati ayarlamamıştım. Hemen ayarlayıp zamanda yolculuk yaptım ve ormana gelmediğim zamana geldim. Hem büyük bir kızgınlık içinde hem de mutluydum. Arkadaşlarımı bulup onlara hesap sordum. Hepsi çok pişman olmuşlardı. Bende onlara “bir daha beni ormanda bırakmayın.” dedim. Hepsi tamam dedi ve bir daha kamp yapmadık. O müzik kutusuna gelince ise onu çantama yani yanıma almıştım. O gün birlikte güzel vakit geçirdik ve aramızdaki buzları yeniden erittik.
VE SONNN!!