Hayalimdeki kent, her yönüyle mükemmeliyetin ve bolluğun simgesi olurdu. Bu kentte yaşayan herkes, otuz araçlık muhteşem bir araba koleksiyonuna sahip olurdu. Evler iki katlı, geniş ve konforlu bir yaşam alanı sunar; herkesin maddi endişelerden uzak, sınırsız bir zenginliği olurdu. Teknoloji en üst düzeyde olup en kaliteli cihazlar ve sistemler herkesin kullanımına sunulurdu. Eğitim sistemi, geleneksel okulların ötesinde, bilgiye ulaşımın sınırsız olduğu yenilikçi yöntemlerle şekillenir.
Kent sakinleri arasında sarsılmaz dostluklar ve derin bağlar hüküm sürer; insanlar birbirlerine destek olur ve mutluluk içinde yaşar. Sağlık hizmetleri, herkese ücretsiz sunulur, böylece herkes en iyi bakımı alır ve hayati tehlikelerden uzak, uzun bir yaşam sürer. Teknoloji alanında o kadar ileri gider ki kentimiz gezegenin en ileri teknoloji merkezi haline gelir.
Kentte vergiler, KDV, emlak vergisi gibi mali yükümlülükler olmaz; herkesin maddi özgürlüğü tam olur. Doğal güzellikler iç içe; ormanlar, akarsular, platolar ve ovalar, kentin her köşesini süsler. Yeme içme konusunda sonsuz seçenekler sunulur; dünyanın dört bir yanından lezzetler, ünlü fast food zincirleri KFC, Popeyes ve Cane’s ile her damak zevkine hitap eder.
Sosyal ve kültürel yaşam çeşitlilik gösterir; spor salonları, yüzme havuzları ve daha pek çok sosyal aktivite alanı herkesin erişimine açıktır. Hayvanlar, özellikle de sevgi dolu kediler, kentin doğal sakinleri arasında yer alır ve hayatımıza neşe katar.
Kısacası, hayalimdeki kent, mükemmeliyetin, mutluluğun ve bolluğun bir arada bulunduğu, herkesin yaşamaktan keyif aldığı, sevgi ve dostlukla dolu bir yer olurdu.