Bugün her şeyin çok farklı olacağı bir gün. Aylardır çalıştığım, emek verdiğim şeyin karşılığını bugün alacağım. Ya kaybedeceğim ya da kazanacağım. Eğer ki kaybedersem bu benim ölümüm, eğer ki kazanırsam bu benim doğuşum olacak.
Ben bir kafes dövüşçüsüyüm. Herkesin bir hikayesi olduğu gibi benim de bir hikayem var. Ben lise yıllarımda boksla ilgilenmeye başladım. Her şey çok güzel ilerliyordu fakat bir eksik vardı. Ben bunu sadece hobi olarak yapıyordum. Boks benim hayatım olmuştu ve bunu ileriye taşımak istedim. Hocam için bu iyi bir haberdi fakat ailem için aynı şey geçerli değildi. Onlara yarışlara katılmak istediğimi söylediğimde kesinlikle izin vermemişlerdi. Yıkılmıştım, ne yapacağımı bilemiyordum. Çünkü boks benim her şeyim olmuştu. Pes etmedim, derslerime aksatmadan gittim ve ümitsizliğe kapılıp antrenmanlarımdaki performansımı asla düşürmedim. Kafama koymuştum, o an olmasa bile ileride bunu yapacağıma dair kendime vazgeçilemez bir söz vermiştim ve bu sözü tuttum. Lise yıllarımda kendimi bu konuda iyice geliştirdim, asla pes etmedim. Çünkü başaracağımı hissediyordum ya da biliyordum, fark etmez.
Üniversite yıllarıma geldiğimde çok iyi bir profesyonel boksör seviyesindeydim. Hala inanıyordum ve başaracağımı biliyordum. Federasyondan teklif geldiğinde hayatımın en mutlu günüydü. Ailemden yine izin istedim ama tekrardan izin vermediler. Ancak bu sefer bir bireydim ve bu şansı kaybetmeye hiç niyetim yoktu. Onlara ister izin versinler, ister izin vermesinler bu teklifi kabul edeceğimi ve yarışlara çıkacağımı söyledim. Büyük bir kavga ettik ve uzun bir süre boyunca hiç konuşmadık. Benim boks için bu hayattaki en büyük fedakarlığım bu oldu. Elbette bir gün barışacağımızı biliyordum ve hayallerime engel olmalarına izin veremezdim.
O günden sonra benim iyice gelişmemi sağladılar ve bir sürü yarışlara katıldım. Bu sayede bir sürü madalya ve kupa sahibi oldum. Zaman ilerledikçe sadece yarışlar bile yeterli gelmemeye başladı ve antrenörüm de bunun farkına vardı. Bu nedenle beni kafes dövüşlerine hazırladı. Sürekli ama sürekli olarak kendimi bu konuda geliştirdim. Çünkü bu hayattan tek istediğim buydu. Ailem kafes dövüşü işini duyunca da çok tepki göstermişlerdi fakat artık beni durduramayacaklarını biliyorlardı.
Bugünse başta dediğim gibi çok önemli bir maçım olacak. Ya tarih olacağım, ya da tarih yazacağım. Fakat benim tarih olmaya hiç niyetim yok. Kafes dövüşüne yılların emektarı olan çok iyi bir sporcuyla çıkacağım ve bunun için çok emek harcadım. Kafes dövüşünde ya hayatta kalırsın, ya da ölürsün. Bugün hayatta kalan ben olacağım.
Maça çıktığımda herkes benim için oradaydı. Elbette karşı tarafın da destekçisi çoktu ama önemli olan benim yanımda kimlerin olduğuydu. Çok rekabetli bir maç olsa da kazananın kim olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım, elbette ben kazandım. Küçüklüğümden beri duyduğum onca “Yapamazsın!” gibi birçok boş lafa ve önüme engel koyanlara rağmen ben bunu başardım. İstedim ve aldım. Emek verdim, kan döktüm ve yaptım. Çünkü benim başaramayacağım şey yoktur.