İnsanoğlu kendini bildiği ilk günden beri stres ile karşı karşıya gelmiştir. Anne karnından ilk çıktığımız andan, okulun ilk gününe, iş hayatının başlangıcına, düğün gününe kadar uzanan çok geniş çaplı ve sürekliliği olan bir his olan stres hayatımızda hep vardı ve olmaya devam edecek. Mutlu, üzgün, kinli, gergin gibi birçok duyguların ve ruh hallerinin de varlığıyla birlikte insanın psikolojik sağlığını diğer hislerle bütünleyebilir ve bozabilir. Stresin zirvede olduğu durumlara kendinden emin olmamak, yeni bir durum, bir insan veya bir ortam ile karşı karşıya gelmek, beklemediğimiz bir haber almak gibi şeyleri örnek verebilirim. Lakin insanlar her şeye bir çözüm bulmayı hayat felsefesi haline getirdiği bu dünyada stresle başa çıkmanın da birçok yöntemi olduğu 2022’de bilim insanları tarafından yapılan çeşitli araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
Toprak üzerinde yalın ayak ile durmanın insanı sakinleştirip dinlendirdiğini elbette duymuş ve aklınızın köşesine kodlamışssınızdır. Peki ya hiç denediniz mi? Neyse ki bilim insanları bizim adımıza da deneyip bir sonuca varabilmiş. Doğanın, doğadaki huzurun, temiz havanın insanlar üzerinde kötü bir etkisi olduğu zaten hiçbir zaman söz konusu bile değildi fakat seratonin hormonunu salgılamaya yardımcı olduğu, rahatlattığı, stresi azalttığı hep söylendi ve doğruluğu da kanıtlandı.
Dünya üzerinde insan eli değmeyen ormanlar, yeşillik çamlık alanlar bulmak tabii günümüzde çok kolay değil. Bir ağacın kesilmesinden tutun bir çöpün doğaya bırakılması bile tüm dengeyi bozuyor. Fakat bulduğumuzu varsayalım: Herhangi bir teknolojik alet olmadan, insanın durağan dengesini bozacak hiçbir şey olmadan doğada birkaç saat geçirildiğinde, bireyin normal hayatında yaşadığı stresli anları, etkileyici düşüncelerini, üzgünlüğünü veya mutluluğunu doğanın durgunluğu ve huzuru her zaman iyi etkiliyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri ise artık geçmişe göre doğa diyebileceğimiz alanların çok az olması ve insan gözünde değere ve kıymete binmesi olabilir. Mesela çok fazla yeşilliğin içerisindeki bir köyde halkın yaşadığı stres ile metropol bir şehirde yaşayan insanların yaşadığı ve hissettiği duygular arasında uçurum farkı olabilir. Ve o iki insanı alıp tertemiz bir habitanın içerisinde bıraktığımızda şehir hayatına hakim olan bireyin hislerinin daha yoğun ve hızla değiştiğini fark edebiliriz.
Psikolojik kısmını bir kenara bıraktığımızda doğanın şifa olduğunu da duymuş olabilirsiniz. Mucizevi bir şekilde insan sağlığını iyi etkilediği hatta ilaçların ve tedavilerin işe yaramadığı durumlarda bile işe yarayabildiği de konuşuluyor. Doğruluğu hakkında bazı şüphelerim olsa bile büyük etkisi olabileceğine şahsen inanıyorum. Ki eğer böyle bir durum gerçekten varsa doğanın şifa olduğu bilgisine veyahut söylentisine kendimi inandırmakta zorluk çekmem. Günün sonunda hepimiz farkına varıyoruz ki bina dikmek için kestiği!miz o. ağaçların,vakit geçirmeye gittiğimizde zarar verdiğimiz çimenin hatta dalların bile bizler üzerinde hiçbir yan etkisi yok. Yararı olmasına rağmen bilinçsiz bireyler bunları yapmaya devam ettikçe doğanın da eskisi gibi kalmayacağının farkına en yakın zamanda varmak dileğiyle umutluyum.