DOĞRULUĞUN KÖTÜLÜĞÜ

Yalan nedir ki? Kimisine göre sahtekarlık kimisine göre de güvensizlik ya da anlık bir kurtarıcı. Bizler her şeyin doğrusunu bilmeyi isteriz ama kendimiz doğrulara ne kadar dikkat ederiz? Bazı kişiler yalanı “toz” ile başlayarak önümüze koyar ya da sonunun iyi biteceğine inanıp yalanı süsleyerek dile getirirler. Ne kadar doğrudur ki bu. Ama doğrunun yanında olduğunda ve belki karşısındaki kişinin bu gerçeğin canını yakacağını bilmene rağmen söylediğinde, yalan söyleyene acımasızca gelir. Çünkü karşıdaki insanı üzmek istemiyordur, durumu kötüyse daha da kötüsünü söylemekten çekiniyordur… gibi bahanelerden ibarettir aslında. O anda öğrenmese bile başka bir vakit öğrenecek. Ben hep doğrucu oldum ve her yaptığım doğruculukta küçümsendim, acımasız olarak görüldüm ya da başka insanların duygularına önem vermeyen birisi olarak görüldüm. Bu görüşler benim doğrumu asla gölgede bırakamayacağından insanlar benle düzgün iletişim kurmaz oldular. Çünkü onlara yanlış gelenler genelde toplum tarafından dışlanılırdı. Ben de öyleydim tabi.

Yine aynı sabahlardan bir tanesiydi benim için, çantamı koluma taktım ve kendimi dışarı attım. Boğazın önünden yürümeye karar vermiştim ama kitabımı almadığımı fark ettim. Evime doğru yürümeye başladım hatta koşmaya karar vermiştim çünkü bu saatlerde buralar çok sakin olurdu ben de bunu fırsat bilip erkenden zor da olsa kalkardım. Ev artık yürüdüğüm mesafeden görünmeye başlamıştı az durup soluklanayım derken komşumla karşılaşmıştım. Garip bir kadındı ama yaşına veriyorum halini. Zamanında çocuğunu kaybetmişti eşi de yoktu zaten yanında şehit gitmişti o da. Beni görüp de lafa tutacak diye ne kadar nefes nefese kalırsam kalayım eğilerek koşmaya başladım. Ama kaçmak ne mümkün ki beni far etmişti. Bu saatte neden ayakta olduğumu sormuştu ama bana göre saat gayet normaldi. İki geçiştirip kurtulurum diye umut etmiştim ama mümkünatı yoktu ve bu gidişle daha fazla ayakta dikilecektik. Geçen hafta bir olay çıkmış benimle onun hakkında konuşmaya çalışıyordu, tabi ben yüz vermiyordum. Zaten memlekette yeteri kadar olay varken bir de başka insanların yaşadığı şahsi olaylarla aklımı sulandıramazdım. Bana ne kadar anlatırsa anlatsın başka bir insan sorduğunda ona doğrusunu söylediğimden yaptığı dedikodunun tadı kaçardı tabi. Ama hiçbir zaman da vazgeçmiyordu. Sonunda artık sıyrılıp gittim ve kitabımı alıp yoluma koyuldum. Sevdiğim bir kitapçı vardı oraya uğramaya karar verdim. İstediğim bir kitap vardı ve ben her fırsat bulduğumda gidip geldi mi diye sorardım. Artık dükkanın başında duran adam benden bıkmıştı lakin bu bana engel değildi. Şansımı bugünde kullanmaya giderken beni mutlu şekilde karşılamıştı. Sordum bu mutluluğun nedenini o da artık yeni br yere taşınacak kadar parası olduğunu söyledi. Çok umursamadım ama aklıma garip komşumun dediği geldi. Anlattığı olayda bir evli çiftinde taşındığından ve bunu ülke ne durumdayken taşınmanın görgüsüzce olduğundan bahsetmişti. Tabi bu adam hakkında da böyle düşündüğünü söylediğimde nedendir bilmem ama bi anda tepesi attı adamın. Bana patladı aniden. Ama ben umursamadım istediğim kitabın parasını verdim çıktım. Boğazı gören. Çok güzel ağaçlık alan vardı oraya yerleşecektim ki önümden bizim mahallenin çocukları geçti. İlk başta görmezden geldim ama tutturdular bir şey soracağız çok önemli diye. Kıramadım, sonuçta çocuklardı. Arkadaşlarından Ali’yi gördüm görmediğimi soruyorlardı. Ama benden istedikleri yanıtı alamayacaklarını bilmelerine rağmen şanslarını denemişlerdi, ben de görmediğim söyledim. Annesi ve babası arasında bir anlaşmazlık olmuştu sanırım ondan buralarda değildir, dedim . Çocuklar meraklandılar tabi, söyledim ben de durumu, koşarak gittiler sonra. Eve döneceğim vakit ne garip ki yine komşumla karşılaştım. Bana hesap sorarcasına niye olayları başkalarına anlattığımı sordu. Ben de bana sorulanı anlattım dedim ve geçiştirdim. İnsanlar böyle zaten, sonucunun ne olduğunu bile bile anlatırlar. Yalan söylememi söyledi, çenemi tutamadığından başının mahalleli tarafından belaya gireceğinden yakındı. Öğrenmeliydi artık yalanla da olsa er geç duyulacağını.

(Visited 11 times, 1 visits today)