Ben hiç yalan söyleyemem. Yalandan nefret ederim. Fakat bazen bu huyumdan da nefret ediyorum. Yalan söyleyememek elimde olan bir şey değil. Belli ediyorum yalan söylediğimi. Mesela bir anda yanaklarım kızarıyor, kelimeler birbirine giriyor kısacası yalan söylemeyi beceremiyorum. İşin kötü tarafı pembe yalan dediğimiz iyi işler için kullanılan yalanları da söyleyememem. Özellikle bu konuda baya sıkışıyorum. Genellikle arkadaşlarım beni sürpriz organizasyonlara katmazlar çünkü ben girersem o organizasyon sürpriz olmaz. Geçen gün en sevdiğim arkadaşım Ali için birkaç arkadaşım bir araya gelerek sürpriz bir doğum günü partisi düzenlemek istediler. Planları Ali okuldan eve gelince herkes “Sürpriz!” diye bağıracaktı. Fakat bunun için Ali’nin evinin anahtarı lazımdı ve birimizin okuldan sonra Ali’yi oyalaması gerekiyordu. Tabi o zamanlar arkadaşlarım benim yalan söyleyemediğimi bilmedikleri için beni görevlendirmişlerdi. Ali sürekli neden durduk yere buluştuğumuzu soruyordu fakat ben ne diyeceğimi bilemiyordum. O yüzden doğruyu söyleyiverdim. Arkadaşlarım bana sonrasında çok kızdılar ama Ali o gün çok eğlenmişti.
Bazı insanların hayatı yalandan ibaret. Her şeyleri yalan ve ben böyle bir insan olmaktan korkuyorum. Mesela öğretmenimiz okulda bir sınav düzenledi. Fransızca dersi olduğu için sınav Fransızcaydı ve herkes sınavı kopya çekerek geçti. Tüm sınıfta o sınavdan sadece ben kalmıştım. İşte böyle insanlardan olmaktan korkuyorum. Kendilerine bile yalan söylüyorlar. O konuyu bilmediklerini kendileri de biliyor ama sanki biliyormuş gibi gözükmek için kopyaya başvuruyorlar. Onları bu konuda defalarca uyarmama rağmen her seferinde bana gülüp benim de kopya çekmem gerektiğini ve bunun önemsiz bir sınav olduğunu söylediler. Sınıftaki bazı kişilerin benden sırf bu özelliğim yüzünden nefret ettiğini biliyorum.
Bazen iyi niyetimin suiistimal edildiğini hissettiğim zamanlar oluyor. Örneğin bir kavga veya anlaşmazlık yaşandığında yalan söyleyemediğim için arkadaşlarıma karşı zor duruma düşüyorum ve bir anda gerçekleri söyleyiveriyorum. Bunun gibi sebeplerden arkadaş bulmakta çok zorlanıyorum veya bulduğum arkadaşları çok kolay kaybediyorum.
Bu özelliğim sadece okul hayatımı ve arkadaşlık ilişkilerimi değil aynı zamanda özel hayatımı da etkiliyor. Kendime karşı dürüst olduğum için kendimde sevmediğim özelliklerim bana diğer insanlara oranla daha fazla batıyor. Mesela iki kilo aldıysam kendimi zayıf olduğuma veya görünüşümün değişmediğine inandıramıyorum.
Özellikle son zamanlarda yalan söyleyememem annemin canını fazla sıkmaya başlamıştı ve artık beni bundan vazgeçirecek bir olay yaşandı. Annemle beraber yan komşumuz Zeliha Teyzeye gittik. Zeliha Teyze çok marifetli biridir ve benim onun su böreklerini çok sevdiğimi bilir. Gittiğimiz de iki dilim ikram etti ve benim ikisini de bitirdiğimi görünce biraz daha ikram etmek istedi ben aç olduğum ve yalan söyleyemediğim için kabul ettim ve tam 6 tane börek yedim. Bu olay annemin canına tak etti ve beni bir psikoloğa götürmek istedi.
Yıllardır çözemediğim sorunumu Zeynep abla yaklaşık dört seansta çözmüştü. Bana yalan söylemenin yeri geldiğinde çok kötü olduğunu fakat bazen hayatta sıkıştığımız zaman, görgü kurallarından ötürü veya arkadaşlarımıza sürpriz yapabilmek için kullanabileceğimizi anlattı. Yavaş yavaş beni buna alıştırdı ve dördüncü seansın sonunda artık Zeliha Teyze’nin su böreklerine hayır diyebiliyordum. Hala ara sıra yalan söylerken çok zorlandığımı hissetsem de düzeldiğim için çok mutluyum.