Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul! 14 milyon nüfus az değil tabi, en kalabalık şehir dedik ya şimdi şöyle açıklayayım: Şehir 14 milyon, trafik 30 milyon! Yani öyle garip bir trafik var. Mesela bir yere gidiyorsunuz bir saatten önce varamıyorsunuz, belki de üç saat boyunca yolda geçiyor gününüz. Ama çok güzel bir şehir. Boğazı, köprüleri, tarihi eserleriyle eşsiz bir şehir, hayatta kesinlikle görülecek yerler listeniz varsa İstanbul’u da yazın bence. Evet, şimdi o kadar köprü, boğaz, tarihi eser dedik bir de özelikleri nedir onlara bakalım bence. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde garip bir anım var benim. Demiştim ya bir saat dersiniz yol üç saat sürer. Biz halamlara gidiyorduk. Babam, 1-2 saate orada oluruz, dedi. Saat 19.00 civarlarıydı, ben de o sırada çok yorgundum ve arabada sızıp kaldım. Saat 12.00’de babam beni uyandırdı, geldik diye. O gün bugündür istanbul trafiğinden korkuyorum. Bir de köprü diyince aklıma gelen şey; köprüden geçiş ücretini ödemeden geçtiğinizde arkanızdan gelen ceza ücreti. Biliyor musunuz, geçiş ücretinden daha düşük oluyor. Haliyle Türk halkı ceza ücretini ödemeyi tercih ediyor. Bu Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapıldığında yaşanmış olaydı, hala bu şekil mi, bir değişiklik yapıldı mı bilmiyorum. Evet bence şimdi hemen bir Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün fotoğrafını paylaşalım. Trafik köprüsü görmeyen varsa ki bence yoktur neyse konuyu dağıtmayalım.
Şimdi sıra Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde. Şöyle bir şey var ki ben Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden hiç geçmedim ama bir fotoğrafını koyayım ve onun hakkında konuşalım.
Bu arada bu fotoğrafı seçmemin sebebi; benim en sevdiğim rengin mavi olması, çok güzel değil mi görünüşü? Mavi renk iç açıcı, huzur verici bir renk, köprüye de çok yakışmış. (Bu arada benim babamın ismi de Yavuz)
Şu anda ilgimi çok önemli bir şey çekti; köprü dümdüz ve aydınlatmasına bakarsanız denize yansıması çok hoş, çok güzel. Köprünün sağ ve sol tarafına baktığınızda, bu köprünün ismine ‘Işık Saçan Köprü’ de diyebilirdik.
Yazımı okuduğunuz için teşekkürler 🙂