7. sınıfın yaz tatiliydi ve içinde 8. sınıf olmanın stresi ve heyecanıyla bir yaz tatili geçiriyordum. Tabii ki her 8. sınıf gibi, benim de iyi bir lisede okumak, Ankara Fen veya Atatürk Anadolu gibi büyük umutlarım vardı. Bunları düşünürken zaman hızla akıp gitmiş, 8. sınıfın ilk günü gelip çatmıştı. İçimde okula karşı buz gibi bir his vardı. İlk ders matematikti ve benim en kötü olduğum dersti. Dersin sonunda hoca tahtaya bir soru yazmıştı, okuduğumda bile soru bana Çince gibi geliyordu. Listeden beni seçmemesi için dua ettim ama tabii ki de kötü şans bana çıkmıştı. Tahtaya çıkmaktan başka çarem yoktu, çıkmamla oturmam bir oldu. Bu olay benim moralimi yerle bir etmişti çünkü her sabah aklımda iyi bir liseyi nasıl kazanacağım, diye binlerce soru vardı. Çok istiyordum Ankara Fen’i kazanmak ama harekete geçiremiyordum. Ta ki 13 Mart sabahına kadar. O sabah saat 4’te uyanmıştım, neden uyandığımı bilmiyordum ama kendimi bir anda çalışma masamda buldum. Evet, artık her gün sabah 4’te kalkıp çalışıyordum fakat son bir ay içinde netlerimde hiç değişiklik olmamıştı, haliyle çok üzüldüm. Ve kendi kendime, demek ki sadece çok iyi olmak yeterli değil, kendi başarı hikayemi yazmalıyım dedim. Sabah 4, akşam 12 çalışmaya başladım, netlerim uçmaya başladı. Çok mutluydum ve kendime “Benim şu dünyada başaramayacağım şey yoktur.” dedim. Ve şu anda Ankara Fen’de okumanın gururuyla yaşıyorum.
Benim Başarı Hikâyem
(Visited 6 times, 1 visits today)