8 MART

Merel Hanım, 8 Mart sabahı uyandı ve güne her zamanki gibi başladı. Hazırlandı ve evden çıktı. Dışarıya çıktığında, ilk başta tesadüf olduğunu düşündüğü bu durumun gerçeği anlayınca korktu. Dışarıda hiç erkek yoktu. Simitçi kadındı, otobüs şoförü kadındı, taksiciler kadındı, herkes kadındı…

İlk başta ne yapacağını bilemedi. Herkesin kadın olması iyi bir şey miydi, yoksa kötü bir şey miydi? Diğer yandan aklına eşinin ve erkek dostlarının nerede olduğu geldi. Kadına mı dönüşmüşlerdi, yoksa başka bir evrende miydiler? Bu sorunun cevabını düşünürken yanına bir kadın geldi. Sonrasında şapkasından polis olduğunu anladı ve kadına bir şey sordu:

“Acaba erkeklerin nerede olduğunu biliyor musunuz polis hanım?”

Polis, hayır anlamında başını sağlayıp, “Eee, ne güzel işte. Erkekler yok, kaos yok, aşk acısı yok, kısacası kötü olan hiçbir şey yok!” dedi.

Merel Hanım sinirlendi. “Nasıl yani! Kötü olan hiçbir şey yok mu?”

“Yok tabii efendim. Kavgaları falan hep erkekler çıkarıyor. Bir polis olarak bunu en iyi ben bilirim. Hazır meslek konusu açılmışken sizin meslek neydi, bir polisle böyle konuşuyorsunuz ya o yüzden sordum.” dedi kadın alaycı bir tavırla.

“Hanım efendi, polis olduğunuz için kimseye böyle davranamazsınız. Ayrıca aşk acısı falan dediniz, bu işin içinde kızlar da var. Hem sadece aşk acısı mı var? Bakın mesela ben evliyim ve eşim olmadan bir hafta yaşayamam. Sırf siz ve o garip arkadaşlarınız aşk acısı yaşıyor diye tüm millet erkeklerden kurtulduk diye sevinmek zorunda değil.” dedi, kıpkırmızı olmuş yüzüyle.

“Ben sana mesleğini sordum!” Kadın artık çığlık atıyordu resmen.

“Madem çok merak ettiniz. Ben hakimim.” deyip polisin yüzüne baktı. Resmen utancından yerin dibine girmişti diye düşündü Merel Hanım. Polis, orada Merel Hanım’ın mesleğini duyar duymaz ortalıktan kayboldu.

Merel Hanım’ın umurunda olan tek şey artık kocasının nerede olduğuydu. Günün sonunda evinde kocasıyla birlikte olacağını hayal ederek gün çabucak bitti. Eve giderken yine o polis kadını gördü.

“Haklıymışsın.” dedi polis. “Erkekler var ya da yok ama kaos hep var. Senden özür diliyorum.”

“Tamam.” deyip oradan uzaklaştı Merel Hanım. Eve vardığında kimse yoktu, doğal olarak üzüldü ama hala umudu vardı. Ve bu umudu bir sonraki gün, yani hiçbir özelliği olmayan 9 Mart’a saklıyordu. Azıcık iş yaptıktan sonra hemen uyuya kaldı.

Bir sonraki gün sabahın erken saatlerinde uyandı Merel Hanım. Uyandığı gibi evi gezdi, kocasını salondaki koltukta görünce çok sevindi.

“Artık her 9 Mart’ı kendimce altını çiziyorum ve tek başıma kutlayacağım. Yaşasın 9 Mart! Oley 8 Mart ve erkeklerin dışlanmaması oley!” diye söyledi Merel Hanım.

(Visited 4 times, 1 visits today)