Bizim okul, ama içi...
Bizim okul, ama içi...

OKULUM

Koca bir yaz tatili bitmişti ve okul vakti gelmişti. Yemeğimi yedikten sonra kalan ödevlerimi tamamlamıştım. Saat gittikçe geçiyordu. Artık yatma vaktimdi. Gece rüyalarım çok ilginçti ama sadece bir tanesi beni korkutmuştu. Rüya bana sanki okula gitmememi söylüyordu. En dikkat çeken yeri ise okul sanki bir öğretim yeri değil de bir yurt gibiydi.

Annem yavaş adımlarla odama girdi sanki gece hala çok geçti. Hafifçe ve zorla gözümü açmıştım. Annem kalkıp, giyinip saçımı yapmak için yanına gitmemi söylemişti. Yavaş bir şekilde kafamı aşağı ve yukarı doğru oynatmıştım. Az bir süre sonra annemin yanına inmiştim. Annem tokayı alarak büyük ve sıkı bir topuz yapmıştı. Yanağımdan kocaman öperek aşağıda şöförün beklediğini söylemişti. Montumu üzerime alıp arabaya binmiştim. Anneme son kez el sallayarak oradan ayrılmıştım. Aslında hiç mutlu değildim ama bunu anneme belli etmemiştim. Okulda herkes bana kötü davranıyordu, tek arkadaşım Doğa ve onunla buluşacağıma mutlu değildim denilemez ama hala bu beni heveslendirmiyordu.

Okula varmıştım, etrafına göz attıktan sonra içeri girmiştim. İçerde herkes nedense çok güzel ve çok mutluydu. Bana gıcık davrananlar bile bana bakarak tatlı bir şekilde gülümsüyordu. İlk dersimiz başlamıştı. Hoca bize dersinde ders işlemeyeceğimizi söyledi, herkes gülümsüyordu. Sanki bir şey olmuştu, herkese mutluluk iksiri içirmişler gibi mutlulardı. Bütün ders oyun oynamıştık. Sıra ikinci dersteydi. Ama artık şüphem geçmişti, kesindi çünkü havamız bize serbest vakit vermişti, bu ders çok eğlenceliydi. Sıra üçüncü derse gelmişti, sanki zaman çok hızlı geçiyordu. Dördüncü ders hoca bize tam olarak dört yüz Türk lirası vermişti. Sıra beşinci derse gelmişti artık ne olacağını çok merak etmiştim. Hoca bize bir çizgi film açmıştı. Beşinci ders bittiğinde hoca, “Arkadaşlar, eve gidiyorsunuz.” demişti. Ben çok şaşırmıştım çünkü çok garipti. Aslında bırakmak istememiştim ama zaten geri gelecektim.

(Visited 4 times, 1 visits today)