Her zamanki gibi evine sakin sakin yürüyordu Beyza. Tam evin önüne vardığında karşısına bir anda simsiyah giyinen ve yüzü görünmeyen biri çıkıverdi. Beyza karşısına çıkan kişinin kız mı erkek mi olduğunu anlayamıyordu. Beyza ne yapacağını şaşırarak kişiye “Merhaba bay… bayan işte her kimseniz. Bizim apartmana yeni mi taşındınız yoksa başka bir sebepten dolayı mı bahçede öyle ağaç gibi bekliyorsunuz?” diye sordu. Beyza’nın karşısında duran kişi tepkisiz bir şekilde hiç bir şey söylemeden oradan uzaklaştı. Annesi Meral Hanım Beyza’yı dışarıda beklememesi için balkondan çağırdığı sırada kişi oradan kayboldu.
Beyza eve çıktı ve gergin bir şekilde annesine “Anne bu aralar bizim apartmanın bahçesinde dolaşan ve yüzünü göstermeyip asla kimseyle konuşmayan biriyle az önce karşılaştığımı söylesem ne derdin?” diye sordu. Meral Hanım da gülerek “Çok fazla hayal kuruyorsun derdim. Saçmalıyorsun Beyza gerçekten. Bizim apartmanımızdaki herkes çok güler yüzlü ve samimidir üstelik sadece 8 daire var apartmanda herkesi tanıyoruz zaten. Ayrıca apartman güvenlikli yani başka birileri giremez.” diye yanıt verdi. Beyza kendini biraz da olsa bu sözlerle rahatlatmıştı. Odasına gidip ders çalışmaya başladı. Bir buçuk saat sonra günlük ders çalışma programında yapması gereken her şeyi bitirdi ve balkona çıkarak dinlenmeye karar verdi. Dışarıda tekrar yüzü gözükmeyen o kişiyi gördü Beyza. O kişinin balkona doğru yani kendine doğru baktığını anladı. Hemen eline telefonunu aldı ve kendine doğru bakan kişiyi kayda almaya başladı. Bu video sayesinde eğer bundan rahatsızlık duymaya başlayıp polise giderse bir kanıtı olacaktı.
Beyza videoyu çektikten hemen sonra Meral Hanım Beyza’yı ona yardım etmesi için çağırdı. Meral Hanım, Beyza ona sofrayı kurmak için yardım ederken Beyza’yı “Niye başkalarının videosunu çekiyorsun? Ayıp değil mi? Onlar da bizim apartmanımızdan. Ya seni görse, ya sana kızsa utanmaz mısın?” diye azarladı. Beyza, annesinin ondan yanıt istediğini biliyordu çünkü küçüklüğünden beri annesi her onu azarladığında Beyza ona cevap vermeyince deliriyordu. Beyza da Meral Hanım’a “Hayır utanmam ama- ufff neyse her türlü bana kızacaksın zaten.” diye cevap verdi. Bunun üstüne Meral Hanım daha fazla öfkelenerek Beyza’ya bağırmaya başladı. Normalde zaten Beyza annesine ona kızmaması için “Evet utanırım.” diye yanıt vermek istiyordu ama Beyza yalan söylemekten tam anlamıyla nefret ediyordu o yüzden yalan söyleyemezdi.
Ertesi gün cumartesiydi ve Beyza’nın sadece yarım gün okulu vardı. Evden etrafına bakarak çıktı çünkü eğer bilinmeyen o kişiyi görürse onun en azından cinsiyetini öğrenecek kadar onunla konuşabilirdi. Bu sefer Beyza o kişiyi okulunun önünde gördü. Beyza bir anda “Okuluma bile geliyorsun ama sıktı artık. Senden korkmuyorum lütfen şimdi o saçma sapan siyah maskeni çıkar en azından yüzünü göreyim.” deyince herkes gözlerini ona dikti. Beyza’ya biri gelip “Çok komiksin gerçekten. Okulun en sessiz çocuklarından o bu hafta geldi. Adı neydi ya onun off dilimin ucunda hah! Sanırım Beren gibi bir şeydi.” deyince Beyza’nın ağzı açık kaldı. Beyza, Beren’e baktı ve “Hayır anlayamıyorum… Niye bizim balkonumuza bakıyordun? Niye benle konuşurken hiç bir şey demeden öyle bekledin?” deyince Beren çok utandı ve ilk başta cevap veremedi. Sonradan “Aslında annem Meral Teyze’nin çocukluk arkadaşıymış, o bana söyledi. Bana da size vermem için kurabiye vermişti ben de ilk başta söyleyemedim utandım. Seni de kapını çalmak için müsait misin diye izliyordum.” diye yanıtladı. Beyza yaptıklarından çok pişman oldu ve davranışlarından dolayı Beren’den özür diledi. Öbür günlerde birlikte arkadaş oldular ve bu sayede Beren de her okulunda olduğu gibi arkadaşsız kalmadı. İşte o zaman Beyza, bu okuluna kadar arkadaşsız kalan Beren’le arkadaşlık başlatınca kendi kendine “Benim başaramayacağım hiçbir şey yok.” diye geçirdi.