Son Mektup

Sevgili Babam, Canım Annem, Kardeşlerim ve Ayşen,

Belki de bir daha geri dönmemek üzere girdiğim bu yolda, memleketim için ölmek üzereyim. Düşman acımasız, çocuk ya da koca adam fark etmeksizin kimseye acımadan herkesi ezip geçiyorlar ama biraz daha size bunları anlatıp sizi daha fazla üzmek istemiyorum.

Sizden istediğim birkaç şey var, lütfen bunları unutmayın. Benim ölümüm an meselesi, baba, kimsenin bir damla göz yaşı dökmesine izin verme. Okuyun, okutun, sakın kardeşlerimi eğitimsiz bırakmayın, onların eğitimine canımı feda ediyorum. Mert olun, korkmayın, beni bu diyarlardan gönderenin bir yabancı olduğunu unutmayın, her zaman ulusumuz için savaşın.

Annem, sakın üzülme, sana çok minnettarım, bir asker yetiştirdiğin için gurur duymalısın. Annem, seni üzdüğüm her an için pişmanım. Burada anlıyorsun yalnızlığın nasıl olduğunu; soğuk bir yel gibi vuruyor yalnızlık, içimizi ürpertiyor.

Baba, aileyi geçindirmek artık senin elinde, kimsenin üzülmesine izin verme. Mustafa ve Kaan, anneme ve babama yardımcı olun, bu zamana kadar sizinle gurur duydum, bundan sonra da duymaya devam edeceğim.

Ve Ayşen, söyleyecek o kadar çok şey var ki nereden başlayacağımı bilmiyorum. Arkadaş olduğumuz süre boyunca beni hep destekledin, bana yardımcı oldun. Sana minnettarım. Kan bağın olmasa bile anneme anne dedin, kardeşlerime baktın, babam hasta olduğunda ona dualar okudun, sabahlara kadar başucunda bekledin. Şimdi seni mutlu etme sırası bende. Tüm yüreğimle söylüyorum, seni çok seviyorum, sana tüm kalbimle bağlandım, bir kucak dolusu sarıldığımı düşünüyorum sana.

Sakın üzülme, benim seni üzmeme izin verme çünkü biliyorsun ki bu en çok beni üzer. Ve evet, sözün bittiği nokta işte tam da burası. Bilin diye söylüyorum, benden aldığınız son mektup budur. Beni unutmayın, üzülmeyin ve asla memleketimiz için kan dökmekten korkmayın.

Kucak dolu sevgilerimle…

Hasan

(Visited 11 times, 1 visits today)