Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken eski zamanlarda adı sanı unutulmuş bir köy varmış. Bu köy, zamanın hızla akıp gittiği modern dünyanın gürültüsünden uzak, masal diyarlarından fırlamış gibi bir huzur ve dinginlik barındırıyormuş. Adıyla unutulmuş olabilir ama içindeki insanlar, masumiyetin ve samimiyetin hala değerli olduğunu bilen bir topluluktu.
Köyde yaşayan insanlar birbirlerine sıkı sıkıya bağlıymış. Herkes birbirinin adını, dertlerini, sevinçlerini bilir, birlikte yaşamanın kıymetini anlarmış. Günler, tarlalarda çalışarak, akşamları ateş etrafında toplanıp masal dinleyerek geçermiş. Kimi zaman kahkahalarla gülüşür, kimi zaman da hüzünlenirlermiş, ama hiçbir zaman birbirlerini yalnız bırakmazlarmış.
Köyün en yaşlıları, geçmişin hikayelerini anlatırken gençler de dinlermiş hayranlıkla. Geçmişin izleri, köyün her köşesinde saklıymış. Eski taş evler, ahşap çatılar, köy meydanındaki çınar ağacı… Hepsi geçmişten günümüze uzanan birer hatıra olarak dururmuş.
Bir gün, köye yeni biri gelmiş. Adı Çınar’mış. Çınar, modern dünyanın telaşından, koşuşturmasından yorulmuş bir şekilde köyde huzur aramaya gelmiş. İnsanlar, ona sıcak karşılamışlar, köylerinin güzelliklerini anlatmışlar. Çınar, köydeki yaşamı izlerken içinde bir huzur bulmuş, kaybolmuş duygularını yeniden keşfetmiş.
Günler geçtikçe Çınar, köydeki yaşamın ritmine alışmış, insanların samimiyetine kapılmış. Artık o da köy halkıyla birlikte tarlalarda çalışıyor, akşamları ateş başında masal dinliyormuş. İnsanlar arasındaki bu sıcaklık onun için bir hazineymiş.
Zamanın akışıyla birlikte, köy adıyla unutulmuş olsa da içindeki insanların kalplerinde sonsuza kadar yaşayacakmış. Çınar da köydeki yaşamı keşfetmiş, kendini bulmuş ve artık onun da bu masal diyarındaki yeri daimiymiş.
Sonbaharın son yaprakları döküldüğünde, Çınar köyden ayrılmaya hazırlanmıştı. Ancak ayrılırken, köy halkına içten teşekkürlerini sunarak, “Belki adı unutulmuş bir köy, ama kalplerinizde sonsuza kadar yaşayacak bir yer buldum. Sizleri ve bu güzel diyarı asla unutmayacağım” dedi.
Sonraki sabah, köydeki çocuklar, Çınar’a vedalaşmak için ona küçük hediyeler hazırlamışlar. Çınar, bu jest karşısında duygulanmış, gözleri dolmuştu. Onlarla geçirdiği her anın kıymetini biliyordu. Köyden ayrılırken, yüreği buruk olsa da kalbinde köy halkının sevgisi ve dostluğuyla yola çıktı ve Çınar’ın ayrılışıyla köyde yaşam devam etti. Masallar anlatılmaya, tarlalar ekinlerle yeşermeye, dostluklar paylaşılmaya devam etti. Adı unutulmuş bir köy belki, ama içindeki insanların kalplerinde sonsuza kadar yaşayacak bir masal diyarı olarak varlığını sürdürdü.