Normalde kendi dünyamı oluşturmam gerekiyor ama bu sefer konumdan biraz uzaklaşarak, Harriet Muncaster’ın yarattığı dünyada, Püskülcük Korusu’nda yaşayan bir püskülcük olarak bir günümü size anlatmak istiyorum.
Öncelikle, Püskülcük Korusu’nun başkenti olan Spellbroke’da mütevazi ama parıltılı bir evde yaşamak isterdim. Sabah kalktığımda, gül yapraklarından yapılmış elbisemi giyer ve Düğme Süngeri Fırını’ndan alacağım sandviç ve bir meşe palamudu içindeki kupa kahve için hazırlanırım.
Düğme Süngeri Fırını’ndan aldığım lezzetleri yemek için bir banka oturur, Victoria Stitch’in ikizi Celestine ile birlikte kahvaltı yapmanın keyfini çıkarırdım. Aynı zamanda Celestine ile birlikte, Altındük’e yani Püskülcük Korusu’nun en iyi kuyumcusunun yanında çıraklık yapmayı çok isterdim.
Belki iş çıkışında, Tiska ve Twila ile buluşur, Püskülcük Korusu’nun serin deresinde birlikte yüzmenin keyfini sürerdim. Akşam dönüşte ise meşe palamudu kupamın içine dökülmüş fındık kreması ve Victoria Stitch’in en sevdiği çikolata yıldızlarıyla süslenmiş sıcak çikolatamı içerek, keyifli bir günü tamamlardım.
NOT; Yazımı okurken Victoria Stitch’e sakın Victoria demeyin bundan nefret eder !