Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken eski zamanlarda adı sanı unutulmuş bir köy varmış…
Bu köyde bir çocuk varmış ismi Birol’muş. Birol bir gösteri yapmış. Bütün çay ocaklarına kağıt dağıtmış ve sonrasında köyün en tepesinde yani sadece köyde internet çeken yerde arkadaşları ile birlikte bir tiyatro yapmış. Tiyatronun ismi güzel köyümmüş. Bu tiyatroda şunu anlatıyor; eskiden çok ama çok sevilen köyünün artık ismi bile bilinmiyormuş. Bu tiyatroda köyünün yeniden nasıl isminin bilinebileceğini anlatmış.
Anlattıklarında köy için pankart yaparak etrafa dağıtmayı ve köyünün nasıl bir yer olduğunu şehirde veya kentlerde tanıdığınız biri varsa onlara anlatabilirsiniz. Ayrıca onlardan da arkadaşlarına anlatmasını isteyebilirsiniz…
Pankart dağıtımından sonra restoranlar artık tanıdıkları köyün çay ocaklarının ne kadar güzel olduğunu biliyorlardı ve gelen ziyaretçilere Birol köyü gezdiriyordu. Birol bir gün gezerken bir miyavlama sesi duymuş yavru bir kedi bulmuş, kucağına almış ve evine götürmüş. Annesine bu kediyi eve alabilir miyiz, diye sormuş. Annesi de sen bunu hak ettin demiş ve kedisi tarçın ile birlikte köye gelen misafirleri gezdirmişler.
Sonunda tüm köy halkı ve Birol bu durumdan mutlu olmuşlar…