Nazım Hikmet Ran’ın “Mavi Liman” şiiri okuyucuya içsel bir yolculuk yaptıran yoruma açıklığıyla takdir edilmesi gereken bir şiir. Şairin mavi limanı bir özgürlük simgesi anlamıyla kullandığı düşünülmekte ve bu şiiri kanımca daha manalı kılıyor.
Limandan bahsederken mavi rengini kullanması rengin huzur ve sakinlik anlamı barındırmasındandır. Çok sevdiği ve hasret duyduğu İstanbul’un sularını, gökyüzünü düşündüğümde bir dinginlik çöker üzerime. O sakinlik, o özgür hissiyat, adımlarımın benim için bu kadar yabancı bir şehir olmasına rağmen İstanbul’da sağlam ve emin olması bana bu kadar aidiyet hissi verirken şairin İstanbul için mavi rengi seçmesi, İstanbul’u evi olarak görmesi şaşırılacak bir şey değildir.
Ne var ki; şiir İstanbul’un büyüsüyle ilgili değil hayatın acımasızlığıyla ilgilidir bir yandan. Şiirden çıkarılabilecek anlamlar birçok olsa da İstanbul’un özgürlüğü temsil ettiği senaryodan ilerleyecek olursam Nazım Hikmet’in şiiri yazdığı yıl Moskova’da vatan özlemi içerisinde olduğunu hatırlatmalıyım. Yani İstanbul gerçek anlamıyla yorumlanmadan şairin vatanına hasretini anlattığı ve vatanına dönememe ihtimaliyle düştüğü ümitsizlikten kurtulup kollarına koşmak istediği bir ana. Şiirde de çınarlı, kubbeli, mavi limanın İstanbul olduğu düşünülür.
Şiire daha metaforik bir açıdan bakıp yorumladığımda İstanbul’un hayatımızdaki mutluluğu temsil ettiğini düşünmekteyim. Tarih boyunca dünyaya gelmiş kaç insan gerçekten mutlu olmuştur ki? Bu soru kafamı son zamanlarda da gerçekten kurcalayan, yaşamanın değeriyle ilgili sorgulatan ve beni de ümitsizliğe sürükleyen bir soru. Fakat kesin bir cevabın olmadığını fark etmemle bazı yeni anlamlar kazandı hayat. Cevabın zihnimde hep taş gibi şekil değiştirmeyen ve netliğe sahip bir nesneyken esnek ve insana göre şekillenen bir oyun hamuru olduğu sonucuna ulaştım. Kişiden kişiye değişimin yanı sıra aynı insanın da hayat basamaklarında duygusal durumuna göre azalan çoğalan bir değişken mutluluk bana göre. Soruyla bağlamaya gelecek olursam mutluluk bu kadar değişken olabilmesine rağmen benim bakış açıma göre çok az insanın ulaşabildiği bir limandır.
Nazım Hikmet de dizelerinde karamsar ifadelere yer vermiştir. O da limana asla ulaşamayacağını düşünmüş ve bu düşüncelerin yükünü taşımış ve sonunda yorulup pes etmiştir. “Seyir defterini başkası yazsın.” dizesiyle ifade etmek istediği kendisinin çabalamaktan vazgeçmesi diğer insanların limana ulaşıp ulaşamayacağını izleyeceğidir.
Toparlayacak olursam, “Mavi Liman” şiiri okuyan her kişinin kendinden bir şeyler bulup kendinden parçalarla destekleyeceği bizi içsel dünyalarımızda keşfe çıkartacak bir şiirdir.