Einstein’ın ünlü izafiyet teorisini fizikle ilgilenen hemen herkes bilir. Bu teoride de vurgulandığı gibi, zaman göreceli midir? Zamanın sevdiğimiz bir şeyi yaparken, eğlendiğimiz bir şeyle uğraşırken ve sevdiklerimizle vakit geçirirken daha hızlı geçtiği doğrudur. Aynı şekilde sıkıldığımız zaman sanki zaman geçmek bilmez. Bunun sadece bir algıdan ibaret olmadığını, aslında zamanın göreceli olduğunu ve zamanın ne kadar hızlı hareket edersek ve ne kadar fazla kütle çekimine maruz kalırsak da o kadar yavaş aktığı Einstein’ın bu teorisinin asıl konusuydu. Peki bu boyutu psikolojik ve pozitif bilimlerden uzak bir şekilde ele alırsak ne söyleyebiliriz?
İnsanların ilgi alanları ve beğendiği şeyler farklılık gösterebileceği gibi, yapmaktan eğlendikleri şeyler de bu doğrultuda değişiklik gösterebilmektedir. Mesela klasik müzikle ilgilenen biri gittiği bir klasik müzik konserinde oldukça keyifli vakit geçirip zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamazken, klasik müzikle ilgilenmeyen birisine uzun saatler geçmiş gibi gelebilir. Veya sıradan bir okul günü geçip gitmek bilmezken, dışarıda arkadaşlarımızla veya evde rahatlayarak geçirdiğimiz bir günün biz anlayamadan bitmesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Sıkıldığımızda zaman öyle uzar ki, kendimizi dakikaları, saniyeleri sayarken buluruz. Sevdiğimiz bir şeyin ya da durumun bitmesini de asla istemeyiz. Fakat her şey gelip geçicidir ve zamana karşı koyamaz, her ne kadar zamanın akış hızını değiştirebilsek bile. Zamanın akış hızını azaltmak için iki yöntem var: Hareket hızını artırmak veya kütle çekimini arttırmak. İşte teoriye göre ışık hızında gidersek fark edilebilecek boyutlarda zamanın akışı yavaşlıyor. Uzayda ışıl hızıyla hareket edebilen bir roketle geçirdiğimiz bir hafta, Dünya’da çok daha uzun bir zamana tekabül ediyor. Bilim insanları Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan dönen astronotların yaşlanmaları gereken miktardan birkaç milisaniye daha az yaşlanmış olduklarını tespit etmişti. İşte arada bir fark var, ama bizim algılayabileceğimiz boyutta değil. Aynı şekilde yapılan başka bir çalışmada, bir su kulesinin dibinde zamanın akış hızı hassas saatler aracılığı ile ölçüldü. Burada da fark edildiği üzere, su kulesinin dibi Dünya’nın çekirdeğine daha yakın olduğu için kütle çekimi daha fazla ve bu sebepten ötürü zaman daha yavaş akıyor.
Özet olarak, zaman Einstein’ın orataya attığı gibi göreceli bir kavramdır ve bizim o zaman diliminde ne yaptığımıza, kimlerle birlikte olduğumuza ve bunun gibi birçok etkene bağlı olar