”Bir kız çocuğu değişir, dünya değişir.” sözüne sonuna kadar katılıyorum. Eskiden insanlar, kadınları ne kadar değersiz görseler de şu an günümüzde kullandığımız ilaçların buluşları hep kadın bilim insanları tarafından gerçekleştirildi. Atatürk, daha yeni ve modern Türk Cumhuriyeti’ni kurmadan önce kadınlara neredeyse hiçbir hak tanınmıyordu. Ülke öyle bir noktadaydı ki kadınların %98’i okuma ve yazma bilmiyordu çünkü Osmanlı Devleti onlara eğitim hakkı vermiyordu ve her konuda erkeklerin kadınlardan daha üstün olduğunu, daha zeki olduğunu veya başarılı olabileceğini düşünüyordu çünkü çok geçmişten gelen ve günümüzde bile hâlâ erkekler kadınlardan fiziksel özellik olarak daha üstün olduğu için zeka olarak da daha üstün olduklarını düşünenler var. Ya da kadınlar genellikle ev işlerini yaptığı için örneğin; ütü yapmak, evi temizlemek gibi kadınlar köle olarak görülmüştür ve hatta kadınların boşanma gibi bir hakları yoktu bile. Fakat Atatürk dönemiyle birlikte çok şey değişti. Kadınlar ve erkekler eşit sayıldı, erkekler kadar kadınlar da eğitim gördü. Peki biz neleri değiştirebiliriz bu düşünce hakkında? Öncelikle, kız çocuklarını evcilik oynarken bile ona şu düşünceyi yüklemeliyiz: erkekler de ev işi yapabilir. Ya da onlara büyünce çok güçlü bir boksör olabileceğini, doktor olabileceğini, avukat ya da mühendis olabileceğini söylemeliyiz. Onu bir prenses yerine koyup hayatı boyunca bir beyaz atlı prensin onu gelip almasını düşünce yapısına yüklememeliyiz çünkü hayat masallardaki gibi değil. Bir kız çocuğu dünyayı değiştirebilir.
Hayat ve Kadın
(Visited 4 times, 1 visits today)