Kedim, küs olduğumuz komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldığında içeriden tuhaf bir koku geliyordu. O anda can havliyle içeriye girdim, zile basmak aklımdan bile geçmedi. Kedimi arıyordum, kimse yoktu. Kötü kokuyu takip ettim ve şaşkınlıkla bir portal buldum. Kötü koku portalın içinden geliyordu ve miyav sesi duyunca hemen portala atladım. Portaldan çıkınca kedimi komşumu kovalarken gördüm. Hızla onu takip ettim ve sonunda kedimi yakaladım ama komşum gitmişti. Nerede olduğunu hiç bilmiyordum.
Burada her şey çok güzeldi, tüm hayvanlar mutlu bir şekilde oyun oynuyorlardı. Şekerden elma ağaçları vardı, portakallar şekerliydi, her şey çok güzeldi. Derken bir fırtına başladı, kedim ve ben çok korkmuştuk, tüm hayvanlar da çok korkmuştu. Birdenbire karşıma komşum çıktı ve fırtınanın nedenini o olduğunu söyledi. Bize sinirli bir tavırla “Sizin burada ne işiniz var?” diye sordu. O an çok şaşırmıştım. Buranın çok gizli bir yer olduğunu, avcılardan kaçan tüm hayvanların burada olduğunu anladım. Ağzımdan istemeden “Eeee…” dedim ve komşum sinirlenip bana saldırdı. Uçurumdan aşağıya doğru düşerken uyandım. Anladım ki her şey bir rüyaymış. Çok rahatladım.