Karanlık, çok eskiden uzak diyarlardaki bir kasabanın üzerine çöktü, her günü birbirine benzer bir gece yaptı bu kasaba halkına. İnsanlar zamanla alıştı bu duruma, haliyle gündelik rutinleri değişti gecenin gelişiyle. E tabii bu karanlık, sadece doğal olmayan bir karanlık değil, aynı zamanda suçla da doluydu, insanlar bu karanlığı suçları için fırsat biliyordu.
İşte bu karanlık kasabada, isimleri bile bilinmeyen bir hırsız çetesi kasaba halkı arasında en korkulanıydı. Bu çete her hafta perşembe günü kasabanın zengin evlerinden birine girerdi ama kimin evine gireceklerini kimse bilemezdi ve her ne kadar herkes önlem alsa da polis bile bunun önüne geçemezdi. Fakat çetenin bilinen bir elebaşı vardı, adı Gideon’du. Geceyi kendi avantajına çevirerek, o zengin evlerden kimse fark etmeden yüklü miktarda parayla çıkmayı başarmasını sağlayan dahice planları vardı. Her perşembe, başka bir soygunla gizemli bir şekilde ortaya çıkıyordu o ve çetesi.
Ancak, Gideon’un karanlık dünyasındaki hükümdarlığına meydan okuyan biri vardı: Dedektif Donovan . Donovan en başından beri becerileriyle, kasabanın karanlık köşelerinde Gideon’un izini sürmekteydi, Donovan da en az Gideon kadar çetin ceviz, Gideon’un çetesi kadar da çevik ve sessizdi. İlk günden itibaren her soygunun ardındaki ipuçlarını topladı, sabırla araştırdı, bekledi, bekledi ve en sonunda bir gece otururken parçaları birleştirdi.
Donovan’ın tespitine göre Gideon ve çetesi her perşembe girecekleri evi bir kritere göre belirliyordu. Kasabadaki en zenginlerin bir listesini çıkarmışlardı; önce 1, sonra 3, sonra 5, sonra 7, 9, 11, 13, 15, 17 derken en zengin 29.kişiye kadar gelmişlerdi. Tek sayılara göre herkesi soyduklarında, bu sefer de çift sayılara göre listeye baştan başlyacaklarını düşünüyordu Donovan.
Listeye baktı, 29.kişi, Mark Hutchinson’ın eviydi, Mark zengin, 40’lı yaşlarında, yakışıklı bir adamdı. Donovan o gece Gideon’u yakalamaya kararlıydı.
Perşembe gecesi geldi, gecenin sessizliğinde, Donovan ve Gideon’un kaderi ve yetenekleri çatışmaya hazırdı. Saatler gece yarısını geçtiğinde, saat sabaha karşı iki gibi Gideon soygunu sırasında, Donovan’ın pususuna düştü. İki adam karşı karşıya geldiğinde, Gideon çoktan kaybettiğini kabullenmişti.
Donovan ve Gideon arasındaki zorlu çatışma başladı. Sokaklar sessizdi, ancak çatışma gürültüsü tüm kasabayı sarsıyordu. İki rakip, becerilerini ve zekalarını birbirlerine karşı kullanarak savaştılar. Silahlar çıktı, evlerdekiler uyandı.
Sonunda, Donovan, Gideon’u ve çetesini yaraladı ve polisler olay yerine gelince de onları tutukladılar. Donovan kasabanın huzurunu geri getirdi. Gideon’un hırsızlık çetesi çökertildi ve kasaba bir kez daha güvenli hale geldi. Donovan, kasabanın kahramanı olarak kutlandı ve karanlık dünyanın ışığı oldu.
Ancak, karanlık hala oradaydı ve Donovan onu yeni tehditlerin beklediğini biliyordu, her gece gökyüzüne bakarak, kasabanın güvenliğini sağlamak için hazırlanmaya devam etti. Karanlık bir günle dolu olsa da, Donovan’ın ışığı her zaman parlayacaktı.