Bir gün kedimle birlikte dolaşıyordum ve o rahatça oynasın diye oturduğumuz sitenin içinde bulunan parka doğru gittik. Parkta O’nu kucağımdan yere bırakır bırakmaz hızlıca koşmaya ve kaçmaya başladı. Kedim küs olduğumuz komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı içeriden tuhaf bir koku geliyordu. Evin kapısı aralık bir şekilde açık bırakılmıştı. Ben de onun peşinden koşmaya başladım.
Onun peşinden ilerlemeye devam ettikçe burnuma gelen koku daha da tuhaflaştı. Daha sonra kokunun fırında pişirilmiş bir yemek olduğunu hissetmeye başlamıştım. Kedimin de bu kokunun olduğu yere doğru gittiğini anlamıştım. Evet, kedim küs olduğum ve hiç konuşmadığım komşumun evine kaçmıştı. Fakat komşum da hayvan sever biri olduğu için kedinin onun evine girmesinden hiç rahatsız olmamış; aksine onu bir güzelce besleyip doyurmuştu ve onunla çok ilgilenmişti.
Böyle iyi niyetli biriyle neden küs olduğumu sorgulamaya başlamıştım ve kendime kızıyor, mahçup olmuş hissediyordum. Sonrasında da komşumla karşılaştığım ilk fırsatta ona selam vererek bu küslüğü bitirme kararı aldım.