İş çıkışı sahilde yürümek istedim. Rüzgâr tatlı tatlı yüzümü okşarken içim huzurla doldu. Denizin yüzeyini sektirmek için yerden bir taş almak için eğildiğimde içimde birden hayatla ilgili her şeye karşı bir tiksinti belirdi ve bunun nedeni insanlığın çirkinleşmesiydi. Tüm sahili kaplayan şişelerin, sakızların, yiyecek paketlerinin arasında tek tük taşlar vardı. Elimi o pis çöplerin altında mahsur kalmış taşlara sürmek istemedim. Fark ettim ki, her yer çok ama çok değişmiş. Meğer küçük dünyamda sıkışıp kalmışım, etrafımda olan biten her şeyi şu anda fark ediyorum.
Kulaklıklarımı çıkarttım ve etrafımı dinlemeye başladım. Herkes o kadar mutsuzdu ki tadım kaçtı. Hayat artık eskisi gibi değildi. Herkes kendi derdine düşmüştü, kimse eskiden pırıl pırıl parlayan masmavi denizin artık koyulaşmış ve pislik içinde kalmış olduğunu görmüyordu. Herkes bir şeylerden şikayetçiydi, kimse hiçbir şeyden memnun değildi. Aslında hiç kimsenin derdi can çekişen denizimiz ve sahilimiz kadar önemli değildi. Eskiden sahil cıvıl cıvıldı; gençler okul çıkışı arkadaşlarıyla kumların üzerine attıkları havlularda oturur, gülüp eğlenirlerdi. Şimdi o cıvıl cıvıl gençlerden eser yok, hepsi mutsuz ve üzerlerinde bir ağırlık var gibi. Eskiden sahil tertemizdi, yerde bir tane çöp bulamazdınız, şu an sahil berbat halde. Çöp kutuları bomboş fakat yerler çöplerle dolu. Herkes yürürken çöplerin üzerinden atlıyor fakat bir kişi bile durup o çöpü yerden almıyor.
Dünyamız tam olarak bu yüzden bu vaziyette. Eskiden herkes birbirini gözetirdi. Eskiden insanlar birbirlerine saygı duyardı ve herkes bir dayanışma içerisindeydi. Birinin ufacık bir derdi olsa herkes evhamlanır, problemi çözmek için ellerinden geleni yaparlardı. Artık o dayanışma ve empatiden eser yok. Kimse kimsenin yüzüne bakmıyor. Herkes kendi küçük dünyasında yaşıyor. Kimse eğilip yerden o çöpü almıyor çünkü kendisi atmadı ve bu onun sorunu değil. Aslında hepimiz aynı gemideyiz fakat kimse bunun farkında değil.
Artık o tertemiz huzurlu sahil, pırıl pırıl deniz, huzurlu insanlar yok. Her yere bir kaos hakim. Artık o eski neşeli günler yok çünkü herkes kendi dünyasında yaşıyor. Herkes bir şeyden yakınıyor fakat kimse büyük resme bakmıyor. Herkesin kendi küçük dünyasında evhamlandığı şeyler aslında çok ama çok önemsiz. Kimse dünyamızın can çekiştiğini görmüyor. Keşke insanlar eskisi gibi olsa. Keşke dünyamız yine tertemiz olsa. Keşke herkes eskisi gibi mutlu olsa. Keşke insanlar hepimizin aynı gemide olduğunun farkına varsa. Keşke birlik olsak ve can çekilen dünyamıza yardım eli uzatsak.