Herkese selam. Ben İrem. Bugünkü hikayemiz ise değişik olaylardan bir tanesi. O zaman haydi anlatmaya geçelim. Yine normal bir gündü ve ben televizyon izliyordum. Annem yatma vaktimin geldiğini söyledi. Pijamalarımı giyip uyudum. Uyandığımda ise kalkıp pencereye baktım. Hala geceymiş gibi gözüküyordu. Kedim Şeker’de aynı fikirdeydi. Ama çok emin değildim. Her zaman ki saatimde, 9 da uyanmışım gibi geliyordu. Ayrıca eğer saat bu kadar erken olsaydı Şeker şu anda uyuyor olmalıydı. (Asla erken kalkmaz.) Şekerle birlikte salona indik. Salondaki duvar saatine baktık. Saat 9 buçuktu. İlk başta acaba saat yanlış mı gösteriyor diye düşündük. Annemin telefonuna bakınca saatin doğru olduğunu öğrendik. Kapı çaldı. Arkadaşım Selen gelmişti. Selene sordum; “Selen, neden hava karanlık?” dedim. Selen güldü. “Sen hiç gece gününü duymadın mı?” Şaşırmıştım. Utanarak “Hayır.” dedim. Selen bana bu günün sadece gece olacağını söyledi. Gezmeye çıktık. Arkadaşımız Nevra’da geldi. 3 kız sokağa çıktık. Sokağa çıktığımızda kimse yoktu. Evlerin pencerelerinden bakınca herkesin yatağında yatmış, uyuyor olduğunu gördük. Sanırım onlarda benimle aynı durumu yaşamışlar. Nevra; “Kapkaranlık bir dünya mı? Hayır hayır hayır. Olmaz öyle şey!” Haklı olduğunu düşünüyordum. Çünkü açıkçası bende karanlık bir dünya istemezdim. Sokakları gezerken hayvanları da fark ettik. Onlarda uyuyorlardı. Selen bunu çok tatlı buldu. Ama Selen’e sonra tatlı demesini, ciddi bir durumumuzun olduğunu söyledim. Bir an gözüm kapandı. Gözümü açtığım da ise yatağımdaydım. Bir an telefonum çaldı. Nevra ve Selen arıyordu. Nevra; “Kızlar çok değişik bir rüya gördüm. Gündüz geceydi!” “Ben de aynısını gördüm!” dedi Selen. “Kızlar sanırım 3’müz de aynı rüyayı görmüşüz.” dedim. Sonra vedalaşıp telefonu kapattık. İşte bu hikayede böyleydi. Umarım dinlerken eğlenmişsinizdir. Ben anlatırken çok eğlendim. Sonraki hikayeye kadar görüşürüz.
Gececi Dünya
(Visited 9 times, 1 visits today)