Uzun bir aradan sonra doğup büyüdüğüm memleketim İzmir’e kavuşmanın mutluluğunu yaşadım. Küçükken annem ve babam Amerika’ya taşındı. İlkokulu bitirirken, babamın işleri sebebiyle Türkiye’ye dönme kararı aldık. Ancak dönüş İstanbul’a oldu. Yazları İzmir’e gitme şansımız olsa da bu beni pek tatmin etmiyordu. İstanbul’da on yıl geçirdik ve ben yirmili yaşlarıma ulaştığımda, canımın İzmir’e gitme isteği daha da büyüdü.
İzmir’deki büyük bir üniversiteyi kazandığımı öğrendiğimde, hemen yollara düşmeye karar verdim. İzmir’e vardığımda, içim bir mutluluk ve huzur dalgasıyla dolup taştı. Denizin o güzel kokusu ve ressamın elinden çıkmış gibi duran manzara, beni şaşkına çevirdi. Sokaklarda duyduğum çocuk sesleri, alışık olduğumuz kent seslerinden farklıydı. Sokaklar, İzmir’e özgü geniş caddeleriyle kocaman görünüyordu.
Bu anın tam ortasında, İzmir’i ne kadar özlediğimi ve ne kadar sevdiğimi bir kez daha anlamıştım.