Zaman Kaybı mı Eğlence mi?

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte teknolojik cihazlara verilen önem gün geçtikçe artıyor. Bu cihazların kullanım oranı açısından birincisi ise günümüzün gençleri oluyor. Gerek eğitim olsun, gerek eğlence olsun, teknolojik cihazlar gençlerin hayatlarının bir parçası durumunda. Gençlere sorulduğunda bu platformlarda yapıldığı ortaya çıkan en popüler aktivite ise dizi-film izlemek.  Toplum içerisindeki ön yargılardan dolayı pek çok insan gençlerin dizi ve film izlemelerinin onları cahil yaptığını ve zamanlarını boşa harcadıklarını düşünüyor. Ama başka bir kesim ise gençlerin dizi-film izlemelerinin onlara katkı sağlayabileceği görüşünde.

 

Dizi ve film izlemek genelde gençlerin kendilerini olay örgüsüne kaptırıp saatlerce ekran başında kalmalarına sebep oluyor, bu durumda kişinin zaman yönetimi konusunda sıkıntılar çekmesine sebep olabiliyor. Kişi bu sebepten ötürü yapması gereken sorumluluklara, ödevlere, çalışması gereken derslere ayıracağı zamanı dizi-film izleyerek harcamış oluyor.

Aşırı dizi ve film izlemek insanları özellikle de gençleri gerçeklikten uzaklaştırabiliyor. Kişi kafasında olağanüstü senaryolar kurup gerçeklik algısından çıkabiliyor. Ayrıca gerçek hayattan kopmak sosyal ilişkileri ihmal etmeye sebep olabiliyor.

Bazı dizi ve filmlerde “havalı” olarak gösterilen ama aslında pek çok yanlış ve olumsuz davranışlar sergileyen ana karakterler gençleri etkileyebiliyor, bunu “havalı” bulan genç, o karaktere özenip bu davranışları gerçek hayata yansıtmaya başlayabiliyor. Bu tarz dizi ve filmler olumsuz davranışları normalleştirerek gençlerin yanlış rol modeller edinmesine neden olabilir.

Psikolojik etkenlerin yanı sıra aşırı dizi-film izleme, gençlerin göz sağlığına zarar verebilir veya fazla ekran başında kalmak hareketsizlikten ötürü obeziteye sebep olabilir.

 

Günümüzde pek çok genç gerek dersler olsun gerek özel hayatları olsun psikolojik sıkıntılar çekiyorlar. Günleri oldukça stresli ve yorucu geçen gençlerin tek sığınağı bazen sevdikleri dizi-filmleri izlemek olabiliyor. Mutlu karakterleri görmek, eğlenceli sahneleri izlemek veya en sevdikleri çifti ekran karşısında görmek bile onların gününü güzelleştirebiliyor. Bu sayede gerçek hayatta yaşadıklarından kaçıp kendilerini farklı bir evrende bulabiliyorlar. Kitaplar da bu görevi görebiliyor.

İyi yapılmış diziler ve filmler, gençlerin farklı hikâyelerle ve karakterlerle bağ kurmasına olanak tanıyor. Bu sayede kişinin hem empati duygusu güçleniyor hem de farklı karakterlerin farklı yaşamlarını görerek ve benimseyerek hayata karşı farklı bakış açıları kazanıyorlar. Aynı şekilde dizi ve filmler gençlerin farklı kültürler ve farklı perspektifler görmesini sağlayarak gençlere başka düşünme yolları öğretebiliyor.

Belgesel tarzı programların gençlerin yeni konular hakkında bilgi edinmesine ve öğrenmesine yardımcı olabileceği gibi yabancı dizi ve filmler de gençlerin dil gelişimini destekleyip onlara telaffuz çalışma, okuma ve dinleme gibi pratikler yaptırabiliyorlar.

 

Dizi ve film izlemenin gençler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu düşünen kısım gibi olumlu etkileri olduğunu düşünen kısım da oldukça çok. Yeri geldiğinde hem olumlu hem olumsuz etkileri olabiliyor. Fakat burada önemli olan nokta sınır koyma becerisi. Kişi kendi sınırlarının farkında olup ona göre hareket ederse ve hayatını ona göre planlarsa bu konuda olduğu gibi hiçbir konuda da sıkıntı çekmez. Dizi-film izlemenin olumsuz etkilerini kontrol altına alabilme gibi bir ihtimal varken olumlu etkilerinin göz ardı edilmesi doğru olmaz.

(Visited 20 times, 1 visits today)