Başarının tanımı kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Ben ise başarıyı bir insanın yetenekleri ve fırsatları doğrultusunda arzuladığı bir amaca ulaşması olarak nitelendiririm. Her insanın başarısının sırrı farklıdır. Kimisi yalnızca kendi çabasıyla istediği konuma ulaşırken kimisi de toplum ya da aile gibi dış etkenlerin de etkisiyle amacına ulaşır. Peki, bir insanın başarıya ulaşmasındaki temel unsur nedir?
Başarmak için çıkılan yolda asla kaybetmememiz gereken en önemli şey kendimize olan inancımızdır. İnsan zorluklarla karşılaştığı vakit, çıktığı bu mücadelenin zorluklar olmadan istediği şekilde sonuçlanmayacağını kendisine hatırlatmalı ve her ne olursa olsun pes etmemelidir. Ancak inandıktan sonra yalnızca oturup başarının gelmesini beklemek doğru değildir. Çabanın, çalışmanın olmadığı yerde başarıdan söz edilemez. İngiliz yazar ve filozof Aldous Leonard Huxley de,” Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.” diyerek insanın ancak kendi çabasıyla istediği konuma gelebileceğini vurgulamıştır.
İnsanın kendi çabasının yanında aile ve toplum faktörleri de kişinin hedeflerine ulaşmasında etkilidir. Özellikle aile, insanın kendisine olan inancını kaybettiği noktada onu destekleyerek insanın vazgeçip bırakmasını engelleyebilir. Ailenin özellikle çocukların başarıya ulaşmasındaki rolünden söz edildiğinde aklıma ilk Thomas Edison’un annesine gelen bir mektubun hikayesi gelir. Thomas Edison bir gün okuldan eve elinde bir mektupla gelir ve öğretmeninin mektubu sadece annesine vermesini tembihlediğini söyler. Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okur: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin”. Aradan uzun yıllar geçtiğinde annesi vefat etmiş, kendisi de yüzyılın en büyük bilim adamlarından biri olmuştu. Bir gün eski eşyalarını karıştırırken bu mektuba rastlar ve okur:” Oğlunuz şaşkın (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” Bunu gören Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazar:” Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu.
Aileler ve toplum, insanı pek çok yönden destekleyebileceği gibi olumsuz yönde de etkileyebilir. İnsanlar aileleri yüzünden hedef seçimi noktasında çeşitli baskılara maruz kalabilir, hatta kafalarında önceden netleştirmiş oldukları hedeflerini aileleri yüzünden ulaşılmaz ve imkânsız olarak görebilirler. Bunun sonucunda da insanların bir zamanlar gerçekleşeceğine inandıkları hayalleri, denemeye cesaret edemediklerinden yaşanamaz. Tam da bununla ilgili Mark Twain’in çok sevdiğim bir sözü vardır:” O işin başarılmasının imkânsız olduğunu bilmedikleri için başardılar.” İnsan, ailesinin ya da toplumun kendisine çizdiği sınırların dışında bir potansiyele sahip olabilir. Bu sebeple başkasının gerçekleştirmesi imkânsız olan hayaliniz, sizin kolaylıkla üstesinden gelebileceğiniz bir şey olabilir. Sizin adınıza karar vermeye çalışıp sizi kendi belirlediği sınırlar içerisine hapsetmeye çalışan bir toplum için ne olursa olsun hayallerinizden vazgeçmemelisiniz.
Kısacası, insanın hayallerine ulaşırken başvurması gereken en güvenilir yol çalışmaktır. Aile ve toplum insanı olumlu etkileyebileceği gibi olumsuz da etkileyebilir. Ancak insan bu başarıya ulaşma mücadelesine tek başına çıkar ve kazanmak için en önemli ve güvenilir silahı göstereceği çabadır. Bu yolda karşısına pek çok zorluk çıkacaktır elbet ama unutulmamalıdır ki, başarı dokuz kez düşüp on kez ayağa kalkmayı gerektirir.
Kaynakça:
https://guzelsozlerde.wordpress.com/2017/02/27/basari-sozleri/
https://www.habername.com/yazi-thomas-edisonun-kahraman-annesi-13053.htm