Yıllar önce kış mevsimi şimdikiler gibi geç gelmiyordu. Daha kasım demeden İstanbul’da ayaz başlar, kuşlar ise aralığın başında göç ederlerdi. Ama beni o zamanlar en çok büyüleyen şey bulutlar kadar beyaz olan karın arasından umursamaz bir şekilde açan kardelen çiçeğiydi. O hava koşullarında hiç bir şey olmamış gibi beliren kardelenin hikayesi çoğu insanınkine benzer, ama hepimizinki gibi eşsiz bir hikayeydi.
Kardelenin de duyguları vardı, belli etmezdi. Kardelenin de kıyafetleri vardı, giymezdi. Kardelenin de kendi hakkında sevmediği özellikleri, sevmediği şeyler vardı, yine de kimseye söylemezdi. O kıskanırdı, kıskanılırdı da. Korkardı, severdi, beklerdi…Ama kardelen sadece rengini belli ederdi, büyülerdi.Fakat ondan büyülenmemiş tek bir şey kalmış. Onu da büyüleyen tek şey vardı. Güneş.
Güneş kardeleni hiç görememişti. Kardelende Güneş’i. Ama kardelen tanıyordu Güneş’i. Çünkü tanıdığı herkes Güneş hakkında konuşuyordu. Onun ne kadar güzel olduğundan bahsediyorlardı. Özellikle ayçiçeklerinin her biri Güneş’ten başka bir şeyden bahsetmiyorlardı bile. Kardelen de bir gün onu görebilme hayaliyle yaşıyordu, gördüğünde canından olacağını bilmesine rağmen.
Güneş’i görebilmek için her gün tanrıya dua etmeye başladı. Onu görmeyi çok istiyordu, canından çok. Sürekli dile getirirdi bu isteğini. En az bir kere de olsa söyledi. Kararlıydı. Onu görecekti. Onunla bir şey yaşayamayacağını biliyordu, yakında sanıyordu birbirlerini. Artık dayanamadı ve tanrıya onu görmek için yalvardı. Tanrı ona “Ey kardelen bilmez misin ki sen narin bir çiçeksin ve Güneş ile karşılaştığın an canından olabilirsin. İyi düşün sana iki gün süre veriyorum, ya Güneş ya canın!
İlk başta kardelen buna çok sitem etti. Haksızlık olduğunu söyledi. Adil olmadığını söyledi. Fakat onu duyan kimse yoktu. Derin düşüncelere daldı. İçine kapandı, kimseyle konuşmadı. Kardelen çiçeği, geçen iki gün sonunda Güneş’e olan aşkından vazgeçmeyi başaramadı. Tanrıya onu görmek için can attığını söyledi. Tanrı aralarında yaptıkları anlaşmanın sözünü tuttu. Kardelen canından olacağını bile bile Güneş’i göreceği günü iple çekti.
Tanrı kardelenin cesaretinden dolayı onu tebrik etti ve canından olacağı için de çok üzüldü. Gün gelmişti, Güneş tepedeydi. Ancak bu zamanda kar da toprakların tamamını sarmıştı. Kardelen görebilmişti Güneş’i. Fakat karları delip geçen Güneş’e selam verecekken narin yapısı dayanamadı ve orada can verdi.şeydi.”
Tanrı ona sordu “Değdi mi kardelen?”. Kardelen ise şöyle cevapladı “Hayatımda gördüğüm en güzel