Çok eski zamanlarda Ayşe adlı bir kız, minik bir köyde yaşarmış. Onun büyük hayalleri vardı ve bunlardan biri uzaya gitmekti. Arkadaşlarıyla bahçede oynarken astronotçuluk oynar, gökyüzü, yıldızlar, gezegenler, Güneş ve Ay hakkında sohbet ederlermiş. Bir gün parkta oynarken yanlarına astronot kıyafetli bir adam gelmiş, onlara selam vermiş ve uzayla ilgili konuşmalarını duyunca astronot olduğunu söylemiş. Ayşe, adama bakakalmış ve kendisinin de astronot olabileceğini sormuş. Adam, “Neden olmasın? Çabalarsan her şeyi başarabilirsin.” demiş.
Ayşe, bu sözle heveslenmiş. Hemen evine koşmuş, bilgisayarından interneti açıp “Nasıl astronot olunur?” diye araştırmış. Sonra bulduğu bilgileri arkadaşlarına göndermiş. Her zaman birlikte bahçede oynadığı arkadaşlarını aramış ve evlerine gelmelerini istemiş. Aklından büyük bir şirket yaratmak, astronot olmak ve küçük çocukları eğlendirmek geçiyormuş. Arkadaşlarının da bu fikri seveceklerine inanıyormuş.
İlk başta aynı apartmanda oturan Mina adında bir kız gelmiş. Birlikte şirketi tasarlamışlar. Diğer arkadaşları da gelince kıyafetleri ve diğer detayları birlikte tasarlamışlar. Çok eğlenmişler, birlikte fotoğraf çekilmişler ve anılarını biriktirdikleri bir kutuya koymuşlar.