Bora, ilkokulu yeni bitirmiş beşinci sınıf bir çocuktu ve motorlara olan ilgisiyle biliniyordu. Babası, bir galerici olarak iş yapmaktaydı ve galeride birçok motor ve araba bulunuyordu. Hafta sonları, Bora ödevlerini tamamladıktan sonra genellikle babasının galerisinde vakit geçiriyordu. Burada müşterilere yardım ediyor ve aynı zamanda motorlar ve arabalar hakkında bilgi ediniyordu.
Bora’nın babası, galerisine yeni bir motor ve araba almayı planlıyordu ve bu durumu Bora’dan gizli tutmak istiyordu. Babasının almayı düşündüğü motorun markası Yamaha idi ki bu marka Bora’nın favori motor üreticisiydi. Bir cumartesi günü, Bora babasıyla birlikte galeride çalışırken babasının telefonuna Yamaha’dan bir mesaj geldi. Mesaj, teslimatın gümrükten geçip kargoya verildiğini bildiriyordu.
Bora, merakını yenemeyip mesajı okudu ve içinde büyük bir heyecan hissetti. Ancak babasının haberdar olmasını istemeyen Bora, mesajı babasına göstermeden telefonu geri verdi. Babası, tuvaletten döndüğünde Bora’nın endişeli olduğunu fark etti ancak mesajın içeriğini bilmemekteydi.
Zamanla, birkaç saat içinde iki farklı şirketten kargo teslimatı olduğu bilgisi geldi. İlk önce Yamaha, sonra Vava Cars tarafından gönderilen mesajlar, Bora’nın kafasını iyice karıştırdı. Ancak, babasının bir galerici olarak sık sık sipariş vermesini düşünerek durumu normal karşıladı.
Yılbaşı günü, galeri normalde kapalı olsa da özel bir gün olduğu için açıktı. Bora, yılbaşını galeride geçirdi ve ertesi gün sabahı, babasının depo olarak kullandığı bölümdeki iki büyük kutuyu gördü. İki kargo, açılmış ve içeriğine bakılmıştı. Bora, incelemeleri sonucunda şaşırdı ancak babasının galeride bir depo olduğunu hatırlayarak unuttu.
Bir hafta sonra, Bora okulda öğretmeninin sorduğu “Hayatınızda gördüğünüz en büyüleyici şey nedir?” sorusuna, galerideki o yılbaşı hikayesini anlatarak cevap verdi.