İnsanların beynini dinlendiren aynı zamanda insanlara bilgiler gönderen şeylerdir kitaplar. Ben kitap okumaya hayatımı adamış bir insanımdır diyebilirim. Geçen hafta yine en sevdiğim kitapçıya gitmiştim. Oradan beş veya altı kitap seçip hemen kasanın yolunu tuttum. İçlerinden bir tanesi sebepsiz yere çok ilgimi çekmişti. Eve gidip bir an önce okumaya başlamak istiyordum o kitabı.
Akşam olmuştu. Tam kitabı okumaya başlayacakken annem beni akşam yemeğine çağırdı ve koşarak aşağıya indim. Yemeğimi hızlıca bitirip yukarıya çıktım. Çok şiddetli yağmur vardı ve elektrikler gidip geliyordu, ben ise küçük bir mum ışığında kitabımı okumaya çalışıyordum. Kitabın ilk 50 sayfası gayet normaldi insanlara karşı saygılı olmayı anlatıyordu fakat 50. Sayfasından sonra beni garip çizimler ve yazılar karşıladı. Neye uğradığıma şaşırmıştım. Bu yazılar bilmediğim bir dilde yazılmıştı. Ben ise ne yazdığını merak edip bunu çeviriye yazdığımda bir sonuç bulunamadığını söylemişti bana. Bir insan neden böyle bir şey yapardı? Bunu kim yapardı? Aklımda çeşit çeşit sorular vardı ve bu sorulara cevap alacağımı düşünmüyordum ayrıca kitabı okurken içim ürperiyordu. Ben ise o resimlere ve yazılara odaklanmadan kitabı okumaya devam ediyordum. Hep kitaplarda gördüğüm şeydi bu. Yağmurlu günlerde böyle olaylar yaşanırdı ve insanlar korkardı. Bu bana klişe gelirdi fakat şu an bu olayı kendim yaşıyordum. Biri şaka yapıyor olmalı diye düşündüm. Artık kitabı bitirmeye yaklaşmıştım, son 150 sayfam kalmıştı ve kitap tam tamına 240 sayfaydı. Bu sayfalar benim için basitti ve hemen okuyup biterdi fakat içinde ürpertici görseller olan bir kitap olduğundan dolayı uzun vaktimi aldı. Kitabın 100. Sayfasına geldiğimde içinde adres görmüştüm. Bu bir ev adresiydi galiba. Bir anda ‘’Hayır, hayır olamaz!’’ diye bağırmaya başladım ve bunu yaptığımı hiç fark etmedim. Annem odama doğru koşmaya başladığında sıçradım ve o an bağırdığımı anladım. Anneme ne açıklama yapacaktım? Annem odama geldiğinde ona kitapta heyecanlı bir şey yaşadığımı ve bunun önemsiz olduğunu söyledim. Bu önemli bir şeydi… İçinde benim ve ailemin yaşadığı evin adresi vardı! Ah Tanrım! Ne yapacağım ben şimdi? Bu kitabı oraya koyan kişi benim adresimi nerden biliyordu diye düşünmeye başladım. Bu yaşadıklarım anlamsız geliyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir yabancı benim evimin adresini biliyordu ve onu o kitaba yazıp benim o kitabı almamı sağlamıştı veya yakın bir arkadaşım bana hiç komik olmayan bir eşek şakası yapıyordu.
Kitabı okumaya devam ettim ve kitabın 120. Sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefon numarası gördüm. İşte o an hayatımın sonu gelmiş gibi hissettim. İnanılmaz derecede korkuyordum. Kafama esti ve o numarayı aramaya karar verdim. Aradığımda bir adam telefonu açtı ve ‘’Alo?’’ dedi gergin bir şekilde. Adamın sesi korkutmuştu beni. Dayanamayıp adama bağırmaya başladım. Neden bu kitaba bunları yazdığını ve çizdiğini sorguluyordum adam ise kahkaha atıyordu. Sessiz olup cama yaklaştığımda ise adamın kahkahasını çok yakında duydum ve o an adamın suratına telefonu kapadım. İki dakika sonra kapı çaldı. Tam anneme ‘’Açma!’’ diyecekken annem açtı ve adamın benim adımı ağzına aldığını duydum. O an bayıldığımı anladım ve uyandığımda annem benim başımdaydı. Bu olayları sorduğumda ise geçiştiriyordu ve olayın aslından 3 ay geçmişti. Ben henüz bu adamın kim olduğunu öğrenemeden pes ettim umarım bir daha başıma böyle bir şey gelmez.