Ayşe’nin Maceraları

Günlerin birinde İstanbul’un Kadıköy ilçesinde yaşayan bir çift varmış. Adamın adı Namık, kadının adı ise Ayşe’ymiş. Namık polis memuru Ayşe ise ev hanımıymış. Namık, güneşli bir perşembe sabahında işe gitmiş ve iş yerine vardığında kendisine verilen vakayı görünce çok etkilenmiş, çünkü 17 yaşında genç bir çocuk dört yerinden bıçaklanarak dağdan aşağı atılmış. Namık ve ekip arkadaşları soruşturmaya ve araştırmaya başlamışlar.

Bu sırada Ayşe internette dolaşırken bir kitap görmüş ve kitabın adı “Bir İnsan Nasıl Öldürülür” imiş. Kitap Ayşe’nin ilgisini çekmiş ve hemen sipariş etmiş, akşam yemeğini hazırlamaya başlamadan önce Namık’ı arayıp akşam yemeği için istediği bir şeyin olup olmadığını sormuş ve yemeği yapmaya başlamış. Saat 19.12 olduğunda Ayşe Namık’ı aramış ve nerde olduğunu sormuş. Namık “Yoldayım otuz dakika sonra gelirim.” demiş. Aradan bir saat geçmiş ama Namık  gelmemiş Ayşe yine aramış ve Namık “Bugün çok trafik var ben arkadaşımın evinde kalıcam sen yemeği ye beni bekleme.” Demiş ve Ayşe yemeği yemiş. Sonraki günün sabahı Ayşe’nin sipariş ettiği kitap eve ulaşmış. Ayşe paketi görünce “Sanki bu paket benden önce açılıp geri eski haline getirilmeye çalışılmış gibi.” Diye içinden geçirmiş ve paketi açıp kitabı hemen okumaya başlamış. Ayşe kitabın 120. Sayfasına geldiğinde el yazısıyla yazılmış bir numara görmüş ve numaranın kime ait olduğunu öğrenmek için numarayı aramış. Numarayı kalın sesli bir adam açmış ve Ayşe’ye “Eşin Namık’ı dün gece kaçırdık eğer onu bir daha görmek istiyorsan bize hemen bütün paranı üç gün içinde yollarsın ya da bir daha göremezsin.” Demiş ve telefonu kapatmış. Ayşe bunun üzerine paniğe kapılmış ve hemen Namık’ın polis arkadaşlarına haber vermiş ve Namık’ı bulmak için üç gün dolmadan araştırmaya başlamışlar. Namık’ın arkadaşları Ayşe’nin aradığı numaranın sahibini ve yerini tespit etmek için ofise gidip tarama yapmaya başlamışlar. Bu sırada Ayşe kitapta başka bir ipucu var mı diye kitabı okumaya devam etmiş. Ayşe kitabın son sayfalarına geldiğinde kitabın konusuyla alakasız şeyler söylediğini fark etmiş ve bunu Namık’ın arkadaşlarına bildirmiş. Namık’ın arkadaşları kitabın son sayfalarını şifre çözme ekibine vermişler. Sonraki gün telefon numarasının kime ait olduğunu ve yerini tespit etmişler ama tam yola çıkacaklarken kitabın son sayfalarındaki şifre çözülmüş. Kitabın son sayfalarındaki şifre başka bir konum vermiş ve verdiği konum ofisin hemen altındaki restoranmış. Bunun üzerine Namık’ın arkadaşları hemen savcıdan aşağıdaki restorana arama yapabilme izni alıp restoranı aramışlar ve Namık’ı eli kolu bağlı bir halde görmüşler. Namık’ı kurtarırken içeriye bir adam girmiş ve Namık “İşte bu adam beni kaçırdı.” Diye bağırmış ve adamı tutuklamışlar.

Birkaç gün sonra Namık işe geri dönmüş ve onlara verilen vakadaki genci öldüren kişinin Namık’ı kaçıran adam ile aynı kişi olduğu ortaya çıkmış ve vaka kapanmış.

(Visited 8 times, 1 visits today)