Woman talking by telephone with boyfriend. Communication and conversation with smartphone. Flat vector cartoon illustration of phone call, speaking, calling and chatting.

Telefon Numarası

Bugün benim gibi kitap okumayı çok seven bir arkadaşımla kitap okuma buluşmamız vardı.

Sabah uyanıp etrafı son bir kez toparladım ve rahat bir şeyler giydim. Atıştırmalıkları hazırlayıp balkon sehpasına koyduğum sırada kapı çaldı. Arkadaşım sonunda gelmişti. Geç bile kalmıştı.

-Yine geç kaldın.

-Ne yapayım trafik vardı.

Söylediği yalanın komikliğine istemsizce kıkırdadım.

-Buraya yürüyerek geliyorsun Gamze!

Arkadaşım söylediği şeyin saçmalığını fark edince duraksadı.

-Ay tamam be! Saçım bir türlü güzel olmadı bende geç kaldım.

-Sadece kitap okuyup biraz laflayacağız saçın iyi olsa kötü olsa ne fark eder.

Biz konuşurken arkadaşım ayakkabılarını ve paltosunu çıkarmış içeri girmişti

-Peki ya dışarıda yakışıklı bir adam yürürken camdan benim kötü saçımı görürse bunu kabul edemem.

-Ay alemsin Gamze! Sırf bu garip huyların yüzünden perdeleri kapatacağım.

-Hayır, hayır! O zaman yoldan geçenlerin dedikodusunu yapamayız.

-Aman neyse gel balkona geçelim. Hangi kitabını getirdin?

-Şeeyyy yolda kitabımı bitirdim.

Geniş balkondaki koltuğa oturdum ve şaşkınca Gamze’ye baktım.

-Sokakta! Yolun ortasında yürürken bile kitap okumayı nasıl becerebiliyorsun aklım almıyor!

-Bunu canlı futbol maçı izlerken o kadar gürültünün içinde kitap okuyan kız söylüyor.

-Aman neyse babamın kütüphanesinde illaki seveceğin bir kitap vardır.

Bakın kütüphane diyorum kitaplık değil, evde sadece babamın kitapları için ayrılmış bir oda var.

Odanın kapısını açtım ve anında burnuma gelen güzel kitap kokusuyla gülümsedim. Gamze gördüğü kitaplarla heyecanlanmış zıplayarak kitapları karıştırmaya başlamıştı. Bende Gamze’yi beklerken başka kitapları incelemeye başladım. Elimdeki kitabın sayfalarını karıştırırken 120. Sayfasından yere sarı bir not kağıdı düştü. Bunu gören Gamze merakla yanıma geldi.

-O ne?

Yerden kağıdı aldım. Üstünde el yazısıyla yazılmış bir telefon numarası vardı.

-Bir telefon numarası.

-Ne! Bir bakayım.

Gamze notu elimden çekip aldı.

-Not yeni yazılmış yakın zamanda eve yabancı biri geldi mi?

-Annemin gün arkadaşları geldi Bayan Holmes

-Hadi ama! Başka biri daha olması lazım o teyzelerin telefonun ne olduğunu bildiklerinden şüpheliyim.

-Hatice teyzenin oğlu da gelmişti.

Gamze telefonunu çıkardı ve kağıttaki numarayı kaydetmeye başladı

-Ne yapıyorsun?

-En yakın arkadaşımın müstakbel kocasını telefonuma kaydediyorum

-Ya Gamze! Ne alaka, daha numaranın onun olduğu bile kesin değil.

-Öğrenmenin tek bir yolu var, telefonunu çıkar.

Hayır bile diyemedim karşımda bir keçiyle bile inatlaşabilecek Gamze Hanım vardı çünkü. Hayır demem neye yarardı.

İstemeye istemeye numarayı yazdım ve çaldırdım. İkinci çalışta açıldı.

-Alo kiminle konuşuyorum acaba?

Karşıdaki kişinin Hatice teyzenin oğlu Burak olmasıyla iç çektim

-Ben İpek hani iki gün önce annenle, annemin altın gününe gelmiştin.

-Aa İpek! Bende senin aramanı bekliyordum.

-Numaralarımızı bile almadan nasıl aramamı bekliyordun?

-Belli ki yazdığım not kağıdını görmüşsün de aradın beni.

-Neden o gün yanıma gelip numaramı almak yerine böyle bir şey yaptın anlamadım.

-Bilmem eğlenceli olur diye düşündüm.

Nedenini duyunca sinirim bozuldu, böyle saçmalıklara zamanım yoktu.

-Başka bir şey yoksa kapatıyorum.

-Dur, dur! Kapatma son bir şey söyleyeceğim!

Sesindeki aniden beliren telaş çok komikti.

-Bu cumartesi boş musun?

Biraz düşündüm. Ne kaybedebilirdim ki?

-Boşum.

-O zaman evin önündeki kafede biraz sohbet etmeye ne dersin?

Yanımdaki çığlık atmamak için zor duran Gamze’ye baktım

-Belki.

-Tamam o zaman ayrıntıları sonra konuşuruz.

Ne kadar sakince cevap verse de sesindeki heyecanı duyabiliyordum.

Basitçe vedalaştıktan sonra telefonu kapattım ve Gamze’ye döndüm.

-Allahım sonunda! Çabuk İpek kalk gelinlik seçmemiz lazım. Ayy düğün tarihini de belirlemek lazım! Daha bu işin istemesi var nişanı var. Çok iş var çok!

-Gamzee! Daha sadece çocuğun adını biliyorum!

-Gevezelik etme düğün çocuklu mu olsun çocuksuz mu onu söyle sen.

-Çocuklu Gamze, yoksa sen düğünüme nasıl geleceksin.

Annemin altın günündeki halini hatırlayınca kıkırdamama engel olamadım.

Düşününce, Burak’ta fena çocuk değildi aslında.

(Visited 10 times, 1 visits today)