Kendimi bildim bileli her zaman annemle yaşamışımdır ben. Babamın yüzünü görmedim, gördüysem de hiç hatırlamıyorum çünkü annem onun, ben iki yaşındayken bir trafik kazasından dolayı vefat ettiğini söyler. Aslında artık buna inanmalı mıyım çok emin değilim. Çünkü eğer babam gerçekten vefat etmiş olsaydı, sekiz yaşımdayken nasıl annemin onunla bağırarak telefonda konuştuğunu hatırlayabilirdim ki?
Hafızam her zaman kuvvetli olmuştur, önemli olayları çabuk unutmam. Mesela bir keresinde annemin odasında bulunan raflardaki kitapları incelerken, annemin hızlı bir şekilde yanıma gelip de beni odadan çıkarttığını hatırlıyorum. Ama birkaç kitabın içinde en fazla ne olabilirdi ki? Bu olay en fazla dört yıl önce oldu, hâlâ da unutmadım. Ara da bir de aklıma geliyor, ama annemin bir daha ondan izinsiz odasına girmeme izin vereceğini sanmıyorum.
“Neden bu konuya kafayı taktın ki?” diye sormuştu bana bir ara. Kafam karışmıştı ve “Hangi konu?” diye soruyla cevaplamıştım. Babamın ‘vefatının’ annem için bir konu olduğunu o gün öğrenmiştim ve o günden beri de şüphelerim iyice artmıştı.
“Fakat yapacak bir şey var mı ki? Eğer babam vefat etmediyse bile muhtemelen artık kendi hayatına sahip, mutlu bir adamdır.” diye düşündükten sonra birkaç adım daha atarak evimin önüne geldim. “Okuldan dönerken düşünmek için en garip konuyu seçtim gerçekten,” diye mırıldandıktan sonra zile bastım. Normalce beklemeye koyuldum, çünkü bana kapıyı her zaman annem açar. Fakat bugün öyle olmayacağa benziyordu, çünkü yaklaşık bir buçuk dakikadır bekliyordum ama hâlen kimse kapıyı açmamıştı.
Kapıyı bir-iki kez tıklattım. “Anne, içeride misin?”
Ses yoktu. İyice meraklanmaya başlamıştım. Bir on saniye daha bekledikten sonra “Yok, bu böyle olmayacak.” diye mırıldandım ve çantamdan evin anahtarını çıkartarak kapıyı zor da olsa açmayı becerebildim. İçeri endişeyle girdim ama bu endişem sadece iki saniye sürdü çünkü salondaki masanın üstünde bir not gördüm.
‘Tatlım, ben biraz geç geleceğim. Yemeğini kendin sipariş edebilirsin.’
Nota bir süre öylece baktıktan sonra yavaşça gülümsedim. Annemin evde olmaması demek, bugün düşündüğüm raflardaki kitaplara tekrar bakabileceğim demekti. Çok heyecanlanmıştım, hızlıca merdivenlerden çıktım ve annemin odasına girdim. Rafların tam önünde durdum ve elime kitaplardan bir tanesini aldım.
Sayfaları hızlıca karıştırmaya başladım. Kitabın 120. Sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Gözlerim kocaman açıldı çünkü bu numara, annemin ben sekiz yaşındayken bağırarak konuştuğu babamın numarasıyla aynı gibi gözüküyordu.
Babam hayattaydı.