Crime scene for cutting weapon, Judicial police takes blood samples in scene of murder, conceptual image, conceptual image

Bir Roman İle

Okumayı öğrendiğim günden beri deliler gibi kitap okuyan bir insanım. Kitap okumadığım bir günü bile hatırlamıyorum. Çoğu zaman insanlara bu kadar kitap okumam garip gelir. Neden bu kadar kitap okuduğumu defalarca sorarlar. Bazı insanlar eğlenmek için dizi, film izler, bazıları oyun oynar. Ben ise eğlenmek için kitap okurum. Özellikle de kütüphaneye gidip kitap okuduğum zaman… Bazen okuduğum kitaba o kadar dalıyorum ki bütün günümü kütüphanede geçiriyorum.

Yine bütün gün kütüphanede kaldığım günlerden biriydi. Kitaba o kadar çok dalmışım ki saat 9 olmuştu ve havanın karardığını gördüm ve ancak o zaman saate bakmak aklıma geldi. Saate baktım ve fark ettim ki yine kitaba çok dalmışım. Kitap bir cinayet romanıydı. Her zaman kendimi kaptırdığım türdü. Eve döndüm kütüphaneden, zaten çok yakındı evimle kütüphane arası bu sebeple de kütüphaneyi ikinci evim olarak görüyordum. Evde kitabımı okumaya devam ettim. Kitap o kadar sürükleyiciydi ki bugün bu kitabı bitirmek üzere kendime söz verdim.  Kitabın 120. Sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Cep telefonu numarasının altında bir de “Gerçekleri öğrenmek için beni arayın!” yazıyordu. Arayıp aramamak konusunda arada kaldım çünkü bu kitap gerçek bir hikayeyi anlatıyordu ve tam cinayetin çözülmesine yaklaşmıştık. Cesaret edip sonraki sabah aramaya karar verdim ama hem bir yandan korkuyordum hem de merak ediyordum. Neydi bu gerçekler? O gece kitabı bitirdim ve o gerçeklerin neyden farklı olacağını öğrenmek istiyordum biran önce. Kitap bittiğinde her şey tutarlıydı. Polis cinayeti çözmüştü. O akşam her şeyi bir kenara bırakıp uyudum. Sabah kalkıp kahvaltımı yaptıktan sonra yaptığım ilk şey o cep telefonu numarasını aramak oldu. Telefonu açan adam “Sonunda içine notunu yerleştirdiğim kitabı biri almış, sonunda!” diye bağırdı. Adama neler oluyor, ne gerçekleri bunlar diye sorduğumda önce bir sessizlik yaşandı sonra telefonda anlatamayacağını ve müsait olduğum bir zaman bir yerde buluşup orada anlatması gerektiğini söyledi fakat buluşacağımız yerin kalabalık olmasının çok önemli olduğunu da ekledi. Ona bugün müsait olduğumu ve nerede isterse orada buluşabileceğimizi söyledim. Adam buluşacağımız adresi ve saati söyledi. Yaşadığım yere pek yakın değildi söylediği yer ama o kadar merak ediyordum ki hızlıca hazırlanıp çıktım.

Buluşma saatine az kalmıştı ki telefonum çaldı. Adam geldiğini söyledi. Hemen fark ettim kim olduğunu. Oturdu ve hızlıca anlatmaya başladı. Polisin bu cinayeti yanlış çözdüğünü ve gerçekleri sadece onun gördüğünü söyledi. Cinayeti aslında başkası işlemişti ama kendisi iz bırakmayıp başka birinin DNA’sını olay yerine bıraktığını söyledi. Bunu polise anlattığında ki,msenin ona inanmadığını ve deli olduğunu düşünbdüklerini söyledi. Cinayeti “sözde” işlemekten tutuklu olan kişi bu adamın ablasıydı. Adam ise gerçekleri ortaya çıkarmak istiyordu, ablasının haksız yere özgürlüğünün kısıtlanmasını istemiyordu. Benden tek istediği polise gidip onun bana anlattıklarını anlatmamdı. Bunu tabii ki yapacaktım çünklü her şeyi bana kanıtlamıştı. Söylediği ve gösterdiği her şey gerçekti. Cinayeti işleyen gerçek kişi kamera kayıtlarını yok etmeden önce bu adam onları kaydetmişti ama polise gösterdiğinde bunun gerçek olduğuna inanmadılar. Kendi yaptıklarının doğru olduğunu düşündüler.  Buluştuğumuz yer karakola çok yakındır. Bunun sebebini şimdi anladım. Hızlıca gittik karakola. Her şeyi anlattım, şahitlik yaptım. Acil bir duruşma yapıldı ve adamın ablasının suçsuz olduğu kanıtlandı. Gerçek katil tutuklandı ve hapse gönderildi cinayet işlemesinin üzerine zaten 22 yıl hapiste kalacakken üzerine hukuk karşısında yalan söylemekten müebbet hapis cezasına mahkum edildi.

Adam ve ablası bana çok teşekkür ettiler ve birçok şey vermek, hediye etmek istediler. Tabii ki hiçbirini kabul etmedim. Ben sadece onların adına mutlu oldum. Gerçekleri gün yüzüne çıkarabildiğimiz için ve gerçek suçlunun serbest bir şekilde dolaşırken hapiste masum bir insanın olmasına engel olabildiğimiz için çok mutluydum. Bir kitap okurken ne çok macera yaşamıştım. Hala şaşırıyordum. Bu olaydan sonra 2 yeni dost kazanmıştım. Onlar da benim gibi kitap okumayı çok seven, aynı zamanda yazan insanlarmış. Onlar sayesinde bir kitap okuma grubu oluşturmuştuk, her ay bir kitap okuyup ay sonunda o kitabı değerlendirmek üzere buluşuyorduk. Bir kitap ile çok şey yaşadım ve çok güzel, değerli şeyler kazandım.

 

(Visited 76 times, 1 visits today)