Bir gün annemin iki yıl önce doğum günümde aldığı ve herkesin çok beğendiğini duyduğum kitabı okumaya karar verdim.
Kitabın 120. sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Kitabın diğer sayfalarına da o cep telefonu numarası veya o cep telefonu numarasını yazan kişi hakkında başka bir bilgi var mı diye baktım fakat bulamadım. Kitapta telefon numarası yazan kişiyi aramak istiyordum fakat bunun çok iyi bir fikir olmadığını anladım. Korkmaya başlamıştım çünkü kitap aslında bir cinayet romanıydı ve kitabın 120. sayfasında, yani cep telefonu numarasının yazdığı sayfada iki kişi öldürülüyordu. Kitabımda bir telefon numarası yazdığını aileme söylemedim çünkü söylersem annemin çok korkacağını ve kitabımı alabileceğini biliyordum. En sonunda merakıma karşı çıkamadım ve ailemin yanımda olmadığı ve beni duyamayacakları bir yere geçip kitabımda numarası yazan kişiyi aradım. Telefonu açan kişinin sesi çok kalındı ve konuşan kişinin cinsiyeti anlaşılamıyordu. Telefonda konuşan kişinin ses kalınlığından kadın olamayacağını düşündüm. Kişi benimle beş gün sonra evimizin yakınındaki parkta buluşmak ve benimle konuşmak istediğini söyledi ve ben de kabul ettim. O kişinin beni tanıdığını düşünmeye başlamıştım çünkü evimizin yakınındaki park çok sevdiğim ve sık gittiğim yerlerden biriydi. Beş gün sonra parka gittim ama parkta sadece oyun oynamaya gelmiş küçük çocuklar ve anneleri vardı. Sonra karşıdan annemi gelirken gördüm ve şaşırdım çünkü normalde annemin bu saatte evde olması gerekiyordu.
Annem yanıma gelip o cep telefonu numarasını yazan kişinin kendisi olduğunu ve aslında telefon numarasını beni test etmek için, bana ne kadar güvenebileceğini ve kitapta bir telefon numarası yazdığını söyleyip söylemeyeceğimi test etmek için yazdığını söyledi. Ayrıca ne kadar üzüldüğü ve kırıldığı sesinden belli oluyordu ve ben de bir daha böyle bir şey olursa mutlaka söyleyeceğime söz verdim ve böylece barışmış olduk.