Cumhuriyet ne güzel bir şey değil mi ? Bizi sadece kandan aktarılan ve hiçbir şekilde devredilemeyen adeta bir cehennemden kurtaran o yüce, şanlı şey. Eğer Atatürk olmasaydı belki de asla kavuşamayacağımız şey. Bu öve öve bitiremediğim Cumhuriyet bu yıl tam 100. yaşına bastı. Bu Türkiye için ne güzel, büyük bir şenliktir. Eminim ki Ata’m Cumhuriyet’i bu günleri öngörerek getirdi. Umalım ki Türk Milleti ilelebet payidar kalsın.
Aslında kolayca Ata’m memlekete Cumhuriyet’i getirmiş diyoruz da Cumhuriyetin gelişi hiç de öyle kolay olmadı. Uğruna savaşlar, hayatlar feda edildi; anaların yüreği delindi. Tüm bu uğraşların sonunda 1923 yılına damgasını vurup geçti. Bu şanlı Cumhuriyet Ata’ma, arkadaşlarına, Türk insanına ilham oldu, mutluluk oldu. Ardından sayısız ülke bizim Cumhuriyetimizden güç aldı onlar da bağımsız oldu. Sadece Türk’ü etkilemedi Cumhuriyet adeta tüm dünyaya şakıdı bir bülbül gibi “Bağımsızlık” diye. 100. yaşına basması bizim için adeta ilahi bir mükafat. Resmen insanlık tanımına uyan en iyi kavram. Umarım Ata’m da yukarıdan bizi izleyip mutlu oluyordur. Bıraktığı bu şanlı adalet bize en büyük emanet. Hayattaki en büyük gayelerimden biri Ata’mın bana ve benim neslime emanet ettiği bu kanlı canlı adaleti gelecek nesillere koruyup Ata’mdan aldığım gibi teslim etmek. Eğer bir gün bu duygu ve amacımın kırıntısını kaybedersem o gün benim için Türklüğümü, insanlığımı kaybettiğim gündür. Bunu yüreğimin en derin yerinden söylüyorum Cumhuriyetten vazgeçtiğim gün kendi benliğimden vazgeçtiğim gündür.
Gelecek nesillere birkaç sözüm var. Eğer ki bu söylediklerimi gelecek nesillere uygulatamazsam bir baltaya sap olamamışım demektir. Öncelikle nereden geldiğinizi unutmayın. Siz kolonici bir devletin torunları değilsiniz siz “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyen bir devletin torunusunuz. Eğer onun bize aşılamaya çalıştığı bu barışçıl yaklaşımı en ufak şekilde suistimal edip Ata’mın sözünden çıkarsanız ne geçmişiniz kalır ne de güzel bir geleceğiniz. Uğruna savaşacağınız şey -Ne kadar tezat olsa da- barışın ta kendisi olmalıdır. Eğer bu amaç uğruna yeterince uğraşırsanız kendinizi dedenizin yolundan giden medeni bir torun olarak bulursunuz. Sizden son bir isteğim var. Uğruna bu kadar kan, ter ve gözyaşı harcanan bu kıymetli şeyi aldığınız gibi sizden sonrakilere aktarın ve aktarılan değerin nasıl olduğuna dikkat edin. Böylece Cumhuriyet sayenizde 10. asırını bile görebilir. Tıpkı Ata’mın dediği gibi: Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini , ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.