Yepyeni Bir Hayat

Gövdesiz bir ağaç olabilir mi, ya da duvarsız bir bina hiç düşündünüz mü? Cumhuriyet, bu örneklerde olduğu gibi hayatlarımızın çok büyük bir bölümünü kapsar. Çoğumuz, belki farkında bile değiliz, ama günlük hayatta sıradan olarak nitelendirdiğimiz birçok etkinliği, sanılanın aksine, cumhuriyet sayesinde gerçekleştiriyoruz. Çünkü cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi olmaktan çok daha fazlasıdır; bir düşünce devrimidir. En basitinden yaşamımız bile, bize armağan edilmiş en büyük hediye olan cumhuriyet ile birlikte tanınmış olan haklardandır.

Cumhuriyet, bugünden tam 100 yıl önce, 29 Ekim 1923 tarihinde, dünyanın lideri olarak bilinen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilan edildi. Böylece anayasanın ilk maddesi, “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” olarak belirlenmiş oldu; aynı zamanda ülkenin yönetim rejimi belirlendi ve bu konu hakkındaki karmaşıklıklar açıklığa kavuştu. Cumhuriyetin ilanının hemen ardından tam 101 top atışı gerçekleştirildi, cumhuriyetin ilanı ülkenin dört bir yanında büyük bir coşkuyla kutlanmaya başlandı. Herkes, o günden sonra hayatlarında pek çok önemli değişiklik olacağının farkındaydı. Mesela artık babadan oğula geçen nesillerce aynı soy tarafından yönetilen bir devlet yoktu; artık halk, onları kimin yöneteceğini seçme hakkına sahipti, hatta seçilmek için aday bile olabilir, yönetime katılabilirlerdi. Bundan sonra insanlar, hayatlarına hiç olmadıkları kadar özgür devam edeceklerdi, düşüncelerini istedikleri gibi dile getirebilecekleri bağımsız bir toplumda yaşayacaklardı. Savaşlar altında kalmış bir ülkenin yeniden daha güçlü bir şekilde dirilişini görmek, tüm insanların içine umut ışığı saçmıştı. Alıştıkları o eski günler geride kalmış, egemenlik halkın eline geçmişti. O günü hiç unutmamak, cumhuriyetin önemini sonsuza kadar hatırlamak için sonra her yıl 29 Ekim bir bayram olarak kutlanmaya başlandı; çünkü 29 Ekim, Türk milleti için yepyeni bir hayatın kapısının açılması demekti.

Cumhuriyet, özgürlük demektir; çünkü cumhuriyet denilince akla gelenlerin başında halkın kendi iradesiyle karar alabilmesi ve onları yönetecek olan kişinin seçilmesi yer alıyor. Atatürk’ün de dediği gibi, “Bugünkü hükümetimiz, doğrudan doğruya milletin kendi kendine yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükümettir ki, onun adı Cumhuriyettir.” Cumhuriyetle birlikte ülkemizdeki hayatın tüm alanlarında yenilikler yapıldı. Toplumsal, siyasi, eğitim, ekonomi gibi alanlarda modernleşmeye dair adımlar atıldı. Ülkemizde eşitlik, adalet, özgürlük, egemenlik, demokrasi gibi kavramlar, cumhuriyet ile beraber bir anlam kazandı.

Türk milleti için cumhuriyet, bir dönüm noktasıdır; yepyeni bir hayatın başlangıcı, modernleşmenin temelleri, özgürlüğün en büyük unsuru, Atamızın bize armağanıdır. Türk gençliği olarak bu mirası korumak, devamlılığını sağlamak, ilkelerinden hiç şaşmamak, gelecek nesillere aktarmak ve ülkemizi bu ışık izinde aydınlık yarınlara taşımak, bizim en büyük görevimizdir. 100. yılında, sanki ilk gün gibi bir coşkuyla ve sevinçle sonsuza kadar cumhuriyet…

(Visited 19 times, 1 visits today)