Cumhuriyet o zamanlar sadece bir hayaldi, fakat elmas gibi mavi gözlere ve altın sarısı saçlara sahip eski bir mareşal ortaya çıkarak cumhuriyetin ülkenin ihtiyacı olduğunu Samsun’a çıkarak söyledi. Ülke, onun bu söylemini dikkatle dinledi, adeta kulak kabarttı ve Kurtuluş Savaşı ile topraklarımızı düşmanların elinden almayı başardı.
Şu an gazilerimizin ve şehitlerimizin asil kanı sayesinde özgür bir kuş gibi cumhuriyetle yaşıyoruz. Cumhuriyet, en iyi doktor gibi büyük yaraları tedavi ediyordu. Cumhuriyet, sevgi gibiydi; kazanılması zor, ancak çok güzel. Cumhuriyetin farklı bir özelliği ise imece ile ilan edilmiş olmasıydı, atalarımızın dediği gibi “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.”
Bu doktor öyle şefkatliydi ki, yaralarımızdan geriye sadece derin izler bıraktı. Şehitlerimizin kanı boşa gitmesin istiyorsak, cumhuriyeti korumalıyız. Atatürk’ün gençliğe hitabesinde dediği gibi, “Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini, ille de muhafaza ve müdafaa etmektir.” Tüm insanlar, her zaman cumhuriyetle kalsın ve mutlu olsun.