Bu yıl senin bizlere emanet ettiğin bu cennet vatanın, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı. Sana çok şey borçluyuz. Çünkü sen bu vatanı bizler ve bizden sonraki nesiller için savaşarak ve daha birçok şey yaparak kurtardın. sana sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
”Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştin. Biz de sana söz veriyoruz Ata’m! Türkiye Cumhuriyeti’ni senin tıpkı bize bıraktığın gibi üzerine yen yeni ve güzel yenilikler ekleyerek ve daha çok geliştirerek bizden sonra gelecek olan nesillere sunacak ve o nesillerin de bizlerin o nesillere, senin de bizlere bıraktığın gibi bırakıp üzerine yeni yeni güzel yenilikler eklemesini sağlayacağız! Üzerinde sırf bizler için kanlar dökülmüş Türkiye Cumhuriyetini siz bizlere emanet ettiniz ve biz de bu vatanı koruyacağımıza ve gelecek nesillere aktaracağımıza söz veriyoruz!
Bir kere de ”Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir.” demiştiniz. Biz de senin yolundan ilerleyerek, fikirlerini örnek alarak ve sende olduğu gibi vatanseverlik duygusuna bürünerek hayatımıza devam edeceğiz.
Sen bize bu güzel, üç tarafı denizlerle çevrili, cennetten düşmüş olan bu toprak parçasının dışında da birçok şey verdin. Seçme ve seçilme hakkı, kadın hakları, Arap Alfabesinin kaldırılıp Latin alfabesinin getirilmesi, eğitim hakkı, soyadı kanunu, şapka kanunu, çalışma hakkı ve bunların gibi birçok haklar getirdin ama bunların içinden en önemlisi yaşama hakkı… Bu hak senin, Türk askerinin, cesur Türk kadınlarının ve hatta o dönemlerde benim şu anda oturduğum sıralarda eğitim görememiş küçük öğrenci ve çocuklar sayesinde oluştu. Sizler sayesinde şu anda mutlu, huzurlu, sağlıklı ve en önemlisi güvenli bir biçimde yaşıyoruz. Bugün ben bu sıralarda oturup eğitim alabiliyorsam, mutlu, huzurlu, sağlıklı yaşayabiliyorsam, her gece uyuyabiliyorsam hepsi sizlerin sayesinde…
”Bir ulusun asker ordusu her ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.” demiştiniz bir kere de. Eğitimsiz bir insan hiçbir şeyi düzgün başaramaz. Sizlerin bizler ve bizlerden sonraki nesillere verdiği emek sayesinde eğitim alabiliyoruz. Bu savaşlarda savaşan herkese çok şey borçluyuz.
Sen o zor zamanlarda bizler için savaşmasaydın bizler şu anda belki bu şekilde yaşayamazdık. Belki de hiç yaşamıyor olacaktık. Orda halkı ve vatanının geleceği için mücadele etmiş olan asker, çocuk, kadınlar ve özellikle de size çok minnettarız. Her şey için çok teşekkürler.