Bir gün, Can babasına, “Baba, zaman makinesi yapar mısın?” der. Babası neden, diye sorar, Can da, “Ben Atatürk’ü görmek istiyorum. Bizlere bu güzel ülkeyi bıraktığı için bizzat teşekkür etmeliyim. Atamın cumhuriyeti ilan etmesi sayesinde huzurlu bir şekilde yaşayabiliyoruz.” der. Babası ‘Tamam oğlum, o kadar güzel düşünmüşsün ki.” der ve sonra Can ve babası zaman makinesini yapmaya başlarlar. Can, babasına der ki, “Baba, bitmedi mi?” Babası da der ki, “Oğlum, daha yeni başladık.” Sonra aradan bir ay geçer ve zaman makinesi bitmiştir. Can ve babası, Atatürk’ü görmek için 1920 yılına giderler. Orada Can ve babası Atatürk’ü bulurlar. Sonra beraber Atatürk’ün yanına giderler. Babası Atatürk’e der ki, “Sayın Atatürk, nasılsınız?” Atatürk, “İyiyim, siz nasılsınız ve siz kimsiniz?” Can, “Biz gelecekten geldik.” der. Atatürk, “Uydurmayın lütfen, zaman makinesi diye bir şey yoktur. Ama madem gelecekten geldiniz, size bir yemek ısmarlayayım, öyle gidin, olur mu?” Can, “Olur.” der. Atatürk, “Tamam, sizi en sevdiğim restorana götüreceğim.” der ve Atatürk onlara bir yemek ısmarlar. Sonra Atatürk’le vedalaşıp Can ve babası evlerine dönerler. Sonra da güzel bir uyku çekip sabah kalkınca Can kahvaltısını yapar, okula gitmek üzere hazırlanır. Okulda başına gelen her şeyi öğretmeni ve arkadaşlarıyla paylaşır.
CUMHURİYET
(Visited 20 times, 1 visits today)