Bir gün ailemle pikniğe gittik. Bir ağacın yanında pikniğimizi yaptık. Pikniğin ardından bulutları hayvanlara benzetirken kendimi bir anda bir odada buldum. Odada hafif yanan bir lamba, bir tane masa ve bir kitap vardı. Çok korkmuştum, kitabın üzerinde parlayan bir yazı vardı. Yazıda, “Eğer buradan kurtulmak istiyorsan kitabın her bir sayfasındaki görevi yapmalısın, aksi hâlde burada sonsuza dek kalırsın!” diye yazıyordu. Hemen kitaptaki görevleri yapmaya başladım. İlk sayfada odada saklanmış ampulü bulup şu anda kullandığım ampul ile değiştirmem istendi. Ampulü masanın en alt çekmecesinde buldum. Ampulü değiştirirken elimi kestim ama hiç canım acımadı, o zaman çok şaşırdım çünkü normalde çok hassas bir çocuğumdur, bir yere elim sadece sürtünse bile canım çok acır. Sonra neden canımın acımadığını düşünmeyi bırakıp görevlerimi yapmaya devam ettim. Birkaç görev yaptıktan sonra tam dinlenecektim ki hiç yorulmadığımı fark ettim, bu çok garipti çünkü yaptığım görevler arasında beni yoracak bir sürü görev vardı. Yorulmadığım için görev yapmaya devam ettim. 119. görevde masanın birinci çekmecesinde olan telefonu alıp tamir etmem istendi, neden telefonu tamir etmemi istediklerini anlamadım ama yine de tamir ettim. Kitabın 120. sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. O numarayı aramamı istiyordu. Numarayı aradığımda babamın sesini duydum: “Uyan!” diyordu. Bir anda yerimden fırladım, meğerse hepsi bir rüyaymış ve babam uyan, deyince uyanmışım. Anneme ve babama gördüğüm rüyayı anlatınca dona kaldılar. Eve dönerken hala çok şaşkındım, onun bir rüya olduğunu nasıl anlamamıştım. O gün akşam mışıl mışıl uyudum, rüya bile görmedim.
GARİP BİR DÜŞ
(Visited 8 times, 1 visits today)