UNUTULMUŞ

     “Uyan çocuğum uyan! Derste uyunmaz.” Bu seslerle kafamı sıramdan kaldırıp etrafa bakındım. Önce nerede olduğumu anlamaya çalıştım, sınıfta öğretmenimle birlikle idareciler de vardı. “29 Ekim gösterisinde yer almak isteyen elini kaldırsın, sayım yapacağım.”. On bir yıllık öğrencilik hayatımın on yılında da görev almıştım ama bu yıl derslerim çok yoğundu ve hiçbir şeye yetecek zamanım yoktu. Bu yıl gösterilere katılmam mümkün değildi; ayağa kalkmadım, görevli olmadım.

       Sonraki derse gösterilerin varlığını unutmuştum zaten. Eve döndüm, anneannemi yanaklarından öptüm ve kedimin suyunu değiştirdim. Annem çalıştığı için eve hep geç gelirdi o yüzden anneannem, kedim ve ben birlikte yemek yerdik. Dünden kalan yemekleri ısıtmaya başladım, bir yandan da o günkü deneme sınavını düşünüyordum. Sofraya oturduğumuzda anneannem konuşmaya başladı, “Bu sene 29 Ekim için ne yapacaksınız? 2 sene önceki orkestra gösterisini çok beğenmiştim.” Cevap verdim, ”Anneannem o iki yıl önce değildi, 6. sınıftaydım ayrıca bu sene derslerime odaklanmam lazım yani gösteriye katılmadım.” Biraz daha sohbet ettik sonra zil çaldı. Annem geldi, ellerini yıkayıp sofraya oturdu ve konuya o da dahil oldu, ”Anne bence de bu sene katılmaması iyi oldu, derslerinden geri kalmasını istemiyorum.”. “Sus bakıyım sen!” diye bağırdı anneannem. ”Benim annem bana anlatırdı, Cumhuriyet’in ilan edildiği yıllarda genç bir kızmış. Mustafa Kemal’e çok hayranmış. Cumhuriyet’in ilanından sonra yıllar boyunca coşkuyla kutlanmış, sanki tüm dünya bayram eder, her ülke bizim için kutlama yaparmış. Ülkenin her yerinde şenlikler, türlü türlü etkinlikler olurmuş ve herkes kocaman bir coşkuyla bu günü asla unutturmamaya yemin edermiş.”.

       Anneannem bunları anlatınca pek de şaşırmadım şuanda da coşkuyla kutlanıyor sonuçta değil mi?

      Ben bunları düşünürken anneannem sözüne devam etti, ”Ben de hatırlıyorum bizim kutlamalarımız sizinkinin yanında öylesine şenlikli, öylesine zevkli kalırdı ki… Sonra yavaş yavaş bastırıldık, imkanlarımız elimizden alındı ve o günler unutuldu. Zamanla bunu fark edemedik, şimdi de kutlamayan çocuklar yetiştiriyoruz. Bu beni çok korkutuyor çünkü nereden geldiğimi unutuyoruz.”.

     Gözleri dolmuştu, annem ayağa kalktı anneannemin gözlerini silmeye başladı. O gece anlattıklarından sonra uyuyamadım. Gerçekten insanlar unutuyor mu acaba diye düşündüm durdum. Sabaha karşı uyuyakalmışım. Okula iki saatlik uykuyla gitmeme rağmen sabah ilk iş gösteriye katılmak için adımı yazdırdım,  değerler bazen derslerden daha önemli oluyor sonuçta. Gösteri günü annemden özel olarak anneannemi getirmesini istedim. Ona “unutulmaz” bir gösteri sundum.

(Visited 37 times, 1 visits today)